Site icon Alomaliye.com Güncel Mevzuat, Muhasebe, Ekonomi, Vergi, SGK Haberleri

İşverenin Güvenini Kötüye Kullanma – Yargı Kararı

İSTANBUL

BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ

28. HUKUK DAİRESİ

Esas No: 2021/1394

Karar No: 2022/1083

Tarihi: 16/06/2022

» İşverenin Güvenini Kötüye Kullanma

» Haklı Nedenle Fesih

[vc_row][vc_column][vc_message message_box_color=”vista_blue”]
ÖZET: Davacının 13/12/2019 günü müşteriler için düzenlenen bir organizasyonda müşterilere ikram edilmek için hazırlanan şirkete ait içki şişesini izinsiz alarak müşterilere ait kabine sakladığı görgü tanığı N. Ç. nin beyanı ile davacının koyduğu yerden içki şişesini alarak davacı ile konuşan tanık M. E. ın beyanları ve olaya ilişkin görüntünün yer aldığı Cd de yer alan görüntü kayıtları ile ispatlanmış olup, davacının bu eylemi ile işveren bakımından, iş ilişkisini sürdürmesi kendisinden beklenemeyecek derecede işverenin güvenini kötüye kullandığı, davacının eyleminin 4857 sayılı Kanunu’nun 25/II. maddesine aykırılık oluşturduğu ve iş akdinin haklı nedenle feshedildiği anlaşılmakla davalı vekilinin istinaf başvurusu kabul edilmiş, ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak davanın reddine karar verilmiştir.
[/vc_message][vc_column_text]

Mahalli mahkemesinden verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olmakla dosya incelendi.

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:

İDDİANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalı işverenlik nezdinde 03.01.2016 tarihinde “Satış Danışmanı” olarak çalışmaya başladığını, iş sözleşmesinin davalı işverenlik tarafından 31.12.2019 tarihinde, “…çalışmakta olduğunuz işyerinde, müşterileri için düzenlenen bir organizasyonda müşterilere ikram edilmek üzere ayrılmış olan şirkete ait içki şişesini amirinizin veya şirket yetkilisinin bilgisi ve izni olmaksızın aldığınız tespit edilmiştir… “ sözleri ile gerekçelendirilerek 4857 Sayılı İş Kanunu‘nun 25/II-e maddesi gereği feshedildiğinin bildirildiğini, somut olayda feshe neden olarak gösterilen olayın kabul manasına gelmemek kaydı ile 13.12.2019 tarihinde gerçekleştiğini, olaydan doğrudan doğruya mağaza müdür yardımcısı M. E’ın haberdar olduğunu, feshin ise 31.12.2019 tarihinde hak düşürücü süre geçtikten sonra gerçekleştirildiğini, fesih gerekçesi olarak gösterilen olayın davalı işverenliğin hem personel hem de müşterilerinin bir arada katıldığı bir organizasyonunda müvekkilinin, müşterilerin yanında alkolün etkisi ile yanlış bir harekette bulunmaktan kaçınmak istemesi nedeni ile bir içki şişesini alıp arkadaşları ile birlikte yine organizasyon alanı içerisinde ancak farklı bir kabinde içmek istemesinden ibaret olduğunu, bu hareketinin mağaza müdür yardımcısı tarafından güvenlik kamerasından görülmesi üzerine, mağaza müdür yardımcısının kabine gittiğini, daha sonra birlikte içeceklerini söyleyerek hiçbir olumsuz tavır sergilemeden şişeyi aldıklarını, söz konusu etkinliğin, davalı işverenlik tarafından her sene yapılan, gelenekselleşmiş ve çalışanların da müşterilerin de kanıksadığı bir etkinlik olup, organizasyon kurallarının uzun süredir aynı şekilde süregeldiğini, yani, çalışanların da müşteriler kadar serbest hareket ederek servis edilen yiyecek ve içeceklerden tüketebildiği, işverenlik tarafından konulmuş bir sınır olmaksızın yararlandığı bir ortamın söz konusu olduğunu, müvekkilinin ortamın doğal akışı içerisinde, organizasyon alanından dahi ayrılmadan arkadaşları ile içmek amacı ile içki şişesini almasının, işverenlikçe hırsızlık olarak nitelendirmesinin hukuka ve somut gerçekliğe aykırı olduğunu, feshe konu yapılan olay hakkında, davalı tarafça; olay tarihi itibariyle tutulmuş tutanak dahi bulunmadığını, müvekkilinin şişeyi arkadaşları ile birlikte içmek için aldığının davalının kabulünde olduğunu, bu halde müvekkilinin şişeyi alıp yanlarına gittiği arkadaşlarının da aynı nedenle sorumluluğuna gidilmesi gerekirken gidilmemesinin eşit işlem borcuna aykırılık oluşturduğunu, bir an için davalının iddiasının doğru olduğu kabul edilse dahi, müvekkilinin davalı işverenlikteki kıdeminin, fesih tarihine kadar işini, işyeri kurallarına uygun olarak ifa etmiş olması ve neden olarak gösterilen eşyanın değeri dikkate alındığında fesih yoluna gidilmesinin açıkça ölçülülük ilkesine aykırı olduğunu, kabul manasına gelmemek kaydı ile bire bir mesai saatleri içerisinde dahi olmayan, alkollü eğlence ortamında alınan bir şişe içkinin objektif olarak değerlendirildiğinde iş ilişkisinin devamını çekilmez kılacak bir niteliği bulunmadığını, müvekkilinin fesih tarihindeki ücretinin net 9.563,00 TL olduğunu, ücrete ek olarak her ay düzenli prim ödemesi yapıldığını, yemek ve yol yardımının da işveren tarafından sağlandığını ileri sürerek fazlaya ilişkin dava hakkı saklı kalmak kaydı ile usul ve yasaya aykırı feshin haksızlığının ve geçersizliğinin tespiti ile müvekkilinin işe iadesine, 4 aylık boşta geçen süre ücreti ile işe geri alınmaması halinde işverence ödenmesi gereken işe iade tazminatının 8 aylık brüt ücret üzerinden, belirtilen ücret ve sosyal yardımlar dikkate alınarak tespitine karar verilmesini talep etmiştir.

SAVUNMANIN ÖZETİ: Davalı ……………. Moda ve Lüks Tük. Ürn. Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının, 04.01.2016 – 31.12.2019 tarihleri müvekkili şirket nezdinde “Satış Danışmanı” olarak çalıştığını, çalıştığı süre boyunca maaşının banka kanalıyla ödendiğini, feshe konu olayın ise 13.12.2019 günü gerçekleştiğini, müvekkili şirketin, 13.12.2019 tarihinde, müşteriler için bir organizasyon düzenlediğini, davacının bu organizasyonda müşterilere yapılacak ikramlardan olan bir adet içki şişesini gizlice ve izinsiz bir şekilde aldığının kameralara da yansıdığını, organizasyonun müşteriler ve aynı zamanda personel için yapıldığı yönündeki iddianın kesinlikle doğru olmadığını, müvekkili şirketin çalışanlar için bir etkinlik düzenlemesi durumunda bu etkinliğe müşterilerin dahil edilmeyeceği, aynı şekilde, müşteriler için yapılan davette de mağaza çalışanlarının davetli konumunda olmayıp işyerinde ve mesai saati içinde çalışmayı sürdüreceğinin açık olduğunu, nitekim davacının kamera kayıtlarında şişeyi gizlemeye çalışarak taşıdığının da net bir şekilde görüldüğünü, nitekim mağaza yöneticilerinden M.E’ın da, olayın akabinde davacı ile konuştuğunu ve yazılı beyanında “Davacının organizasyon sonrasında hep birlikte eğlenmek adına şişeyi alıp kabine koyduğunu söylediğini” belirttiğini, davacının ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan ve güveni kötüye kullanma teşkil eden bu davranışının ardından iş sözleşmesinin sürdürülmesinin müvekkili şirket için imkânsız hale geldiğini, bu nedenle, olayın feshe yetkili kişilerce 26.12.2019’da öğrenilmesinin ardından, 31.12.2019’da davacının iş sözleşmesinin İş Kanunu’nun 25/2-e maddesi uyarınca haklı nedenle feshedildiğini, davacının fesih bildirimini tebliğ almaktan imtina ettiğinin iki tanık tarafından imza altına alındığını, akabinde de Beyoğlu 28. Noterliği’nin 31.12.2019 tarihli 14394 yevmiye numaralı fesih bildiriminin feshe yetkili şirket müdürü tarafından imzalanarak davacıya gönderildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :

1-Davanın kabulü ile; işverence yapılan feshin geçersizliğine ve davacının aynı konum ile işe iadesine,

2-Davacının yasal sürede başvurmasına rağmen işverenin süresi içinde işe başlatmaması halinde ödenmesi gereken tazminat miktarının, fesih nedeni ve işçinin kıdemi dikkate alınarak 4 aylık brüt ücret tutarı olan 47.960,00- TL BRÜT olarak belirlenmesine,

3-Davacının, işe iade için işvereni süresi içinde başvurması halinde, davacının çalıştırılmadığı süreye ilişkin ve kararın kesinleşmesine kadar olan en çok 4 aylık ücret ve diğer hakları 76.655,76-TL Brüt miktarın davacıya ödenmesi gerektiğinin belirlenmesine, davacının işe başlatılması halinde, varsa, ödenen ihbar ve kıdem tazminatının bu alacaktan MAHSUBUNA,  karar verilmiştir. karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :

İstinaf yoluna başvuran davalı vekili tarafından ileri sürülen istinaf sebepleri:

Davacının, müvekkili şirketin müşterileri için düzenlendiği bir organizasyonda, müşterilere ikram edilecek olan bir şişe içkiyi izinsiz bir şekilde almış, müvekkili şirket’in güvenini kötüye kullanan davacının iş akdi müvekkil şirket tarafından iş kanunu’nun 25/2-e bendi dayanağında haklı nedenle feshedilmiş olduğunu, davacının izinsiz ve gizlice şişeyi aldığı kamera kayıtlarına da yansımış olduğunu, Davacının, 04.01.2016 – 31.12.2019 tarihleri müvekkil şirket nezdinde satış danışmanı olarak çalışmış olduğunu, müvekkili şirket, 13.12.2019 tarihinde, davacının çalıştığı İstinye Park AVM’de yer alan butiğinde müşteriler için bir organizasyon düzenlemiş, Davacı, bu organizasyonda müşterilere yapılacak ikramlardan olan bir adet içki şişesini gizlice ve izinsiz bir şekilde almış, davacının bu davranışı kameralara da yansımış, zira kamera kayıtlarında, davacı’nın içkiyi apaçık bir biçimde saklar şekilde götürdüğü de açık olduğunu, cd incelendiğinde bu durum açıkça görüleceğini, Olaya bizzat tanık olarak güvenlik görevlisi N. Ç. de, durumu mağaza yöneticilerinden olan M. E.’a bildirmiş, M. E. da bunun üzerine Davacı’yla konuşmuş, Olaya bizzat tanık olan güvenlik görevlisi N. Ç ve olayın hemen akabinde davacıyla konuşan, sonrasında da yazılı olarak beyanda bulunan M. E, İlk Derece Mahkemesi nezdinde tanık olarak da beyanda bulunmuş olduğunu,

Davacının ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan ve güveni kötüye kullanma teşkil eden bu davranışının ardından, iş akdinin sürdürülmesi Müvekkili Şirket için imkansız hale gelmiş, Bu nedenle, olayın Müvekkili Şirkette feshe yetkili kişilerce 26.12.2019’da öğrenilmesinin ardından, 31.12.2019’da davacının iş akdi İş Kanunu’nun 25/2-e maddesi uyarınca haklı nedenle feshedilmiş olduğunu, belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER :

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 355.maddesi uyarınca istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak bölge adliye mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir.

Anılan yasal düzenlemeye göre ileri sürülen istinaf sebepleri aşağıda incelenmiştir:

İlk derece mahkemesince ” Mahkememizce dinlenen tanıkların beyanı, dosyadaki diğer bilgi ve belgelerden oluşan delillerin incelenmesi ve değerlendirilmesi sonucunda; fesih bildiriminde özetle, davacının müşteriler için düzenlenen bir organizasyonda müşterilere ikram edilmek için hazırlanan şirkete ait içki şişesini amirinin yahut şirket yetkilisinin bilgisi ve izni olmadan aldığının tespit edilmesi sonucunda 4857 sayılı Kanun un 25/II-e maddesi gereğince haklı nedenle iş akdinin feshedildiği belirtilmiş ise de, davacının bahse konu şişeyi organizasyon sonunda arkadaşları ile birlikte içmek amacıyla ayırdığını beyan ettiği, dinlenen tanık beyanlarından bu tür organizasyon sonlarında çalışanların ayrılan içkiler ile küçük bir eğlence düzenlediklerinin alışılagelen uygulama olduğu, personelin sunulan içkileri gerek müşteriler ile birlikte gerekse sonra içebildiklerinin sabit olduğu, organizasyon sırasında davacı tarafından içki şişesinin bir soyunma kabinine ayrılması şeklindeki eylemin kötü niyetli ahlak ve iyiniyet kuralına aykırı bir hareket olarak nitelendirilemeyeceği, zira zaten görevi itibariyle ulaşılabilecek ve içebilecek bir konumda olduğu içkiyi organizasyon sonunda bir kenara ayırmasının hırsızlık amacıyla yahut doğrudan işverene zarar verme kastıyla yapıldığına dair delil bulunmadığı, davalı işverenin faaliyet alanı dikkate alındığında davranışın doğrudan ona zarar verici nitelikte bulunmadığı,

Bu itibarla fesih sebebinde belirtilen hususların haklı nedenle akdin feshine dayanak teşkil eder nitelikte olmadığı, mevcut hali ile geçerli nedenle iş sözleşmesinin feshedilebileceği düşünülse bile dinlenen tanık anlatımlarından ve dosyada mübrez belge ve CD kayıtları içeriğinden davacı münferiden spontane gerçekleştiği anlaşılan ve tekrar eden bir davranış modeli haline geldiği yönünde delil bulunmayan bir eylem nedeniyle işçinin tutum ve davranışları yönünden iş sözleşmesi davalı işveren açısından çekilmez hale gelmiş bir tutumunun tespit edilemediği, davacıya feshe konu eylemi nedeniyle daha hafif bir disiplin cezası verme olanağı varken doğrudan iş akdinin feshine gidilmesi işleminin somut olay açısından ölçülü olmadığı ve feshin son çare olma ilkesine uygun davranılmadığı kanaatine varılmakla, yapılan feshin geçerli nedene dayanmadığı sabit görülmekle; feshin geçersizliğine, davacının işe iadesine ve mahkememizce benimsenen bilirkişi raporunda ayrıntısı belirlendiği üzere brüt ücret üzerinden belirlenen değerler üzerinden yasal tazminatların belirlenmesine dair davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm aşağıda belirtilen şekilde tesis edilmiştir. şeklinde karar verilmiş olup, süresinde istinaf yoluna başvurulmuştur.

Davalı vekili, davacının, müvekkili şirket’in müşterileri için düzenlendiği bir organizasyonda, müşterilere ikram edilecek olan bir şişe içkiyi izinsiz bir şekilde almış, bu nedenle, iş akdi haklı nedenle feshedilmiş olduğunu belirterek istinaf yoluna başvurulmuştur. her ne kadar ilk derece mahkemesince, “davacının bahse konu şişeyi organizasyon sonunda arkadaşları ile birlikte içmek amacıyla ayırdığını beyan ettiği, dinlenen tanık beyanlarından bu tür organizasyon sonlarında çalışanların ayrılan içkiler ile küçük bir eğlence düzenlediklerinin alışılagelen uygulama olduğu, personelin sunulan içkileri gerek müşteriler ile birlikte gerekse sonra içebildiklerinin sabit olduğu, organizasyon sırasında davacı tarafından içki şişesinin bir soyunma kabinine ayrılması şeklindeki eylemin kötü niyetli ahlak ve iyiniyet kuralına aykırı bir hareket olarak nitelendirilemeyeceği, zira zaten görevi itibariyle ulaşılabilecek ve içebilecek bir konumda olduğu içkiyi organizasyon sonunda bir kenara ayırmasının hırsızlık amacıyla yahut doğrudan işverene zarar verme kastıyla yapıldığına dair delil bulunmadığı, davalı işverenin faaliyet alanı dikkate alındığında davranışın doğrudan ona zarar verici nitelikte bulunmadığı,

Bu itibarla fesih sebebinde belirtilen hususların haklı nedenle akdin feshine dayanak teşkil eder nitelikte olmadığı, mevcut hali ile geçerli nedenle iş sözleşmesinin feshedilebileceği düşünülse bile dinlenen tanık anlatımlarından ve dosyada mübrez (ibraz olunmuş-sunulmuş alomaliye.com) belge ve CD kayıtları içeriğinden davacı münferiden spontane gerçekleştiği anlaşılan ve tekrar eden bir davranış modeli haline geldiği yönünde delil bulunmayan bir eylem nedeniyle işçinin tutum ve davranışları yönünden iş sözleşmesi davalı işveren açısından çekilmez hale gelmiş bir tutumunun tespit edilemediği, davacıya feshe konu eylemi nedeniyle daha hafif bir disiplin cezası verme olanağı varken doğrudan iş akdinin feshine gidilmesi işleminin somut olay açısından ölçülü olmadığı ve feshin son çare olma ilkesine uygun davranılmadığı” gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş ise de, davacının 13/12/2019 günü müşteriler için düzenlenen bir organizasyonda müşterilere ikram edilmek için hazırlanan şirkete ait içki şişesini izinsiz alarak müşterilere ait kabine sakladığı görgü tanığı N. Ç. nin beyanı ile davacının koyduğu yerden içki şişesini alarak davacı ile konuşan tanık M. E. ın beyanları ve olaya ilişkin görüntünün yer aldığı Cd de yer alan görüntü kayıtları ile ispatlanmış olup, davacının bu eylemi ile işveren bakımından, iş ilişkisini sürdürmesi kendisinden beklenemeyecek derecede işverenin güvenini kötüye kullandığı, davacının eyleminin 4857 sayılı Kanunu’nun 25/II. maddesine aykırılık oluşturduğu ve iş akdinin haklı nedenle feshedildiği anlaşılmakla davalı vekilinin istinaf başvurusu kabul edilmiş, ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak davanın reddine karar verilmiştir.

Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvurularının yerinde olduğu İlk Derece Mahkemesi kararının kısmen usul ve yasaya aykırı olduğu ancak delillerin dosyaya toplanmış olmasına göre dosya Mahkemesine iade olunmaksızın karardaki hataların Dairemizce değerlendirilebileceği anlaşıldığından Mahkeme kararı kaldırılıp, taraflar lehine oluşan kazanılmış haklar da dikkate alınarak doğru şekilde yeniden hüküm kurulması gerekmiştir.

B-Kamu düzeni açısından maddi-hukuki durumun incelenmesinde;  ilk derece mahkemesinin kararında Dairemizce re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık hallerinden hiç birisinin bulunmadığı saptanmıştır.

HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;

A-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,

B-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1,b-2. maddesi gereğince, istinaf incelemesi yapılmaksızın İlk Derece Mahkemesi kararının

KALDIRILMASINA,

C-DAVANIN REDDİNE,

1-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL karar harcından, 54,40 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 26,3 TL harcın davacıdan tahsil edilerek hazineye irad kaydına,

2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca belirlenen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,

3-Davalı tarafından yapılan toplam 65,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,

4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,

D-Davalı tarafın istinaf başvurusu kısmen yerinde görüldüğünden, davalı tarafından yatırılan 59,30 TL istinaf maktu karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalı tarafa iadesine,

E-Davalı tarafından yatırılan 162,10 TL istinaf yoluna başvurma harcının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,

F-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,

G-Karar tebliğ ve harç tahsil müzekkeresi işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,

Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu‘nun 8/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere, 16/06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Exit mobile version