T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri Katma Değer Vergisi Grup Müdürlüğü
Sayı: 39044742-KDV.28-58632
Tarih: 18.01.2019
Konu: BSMV mükellefinin KDV mükellefiyeti
İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, Şirketinizin esas iştigal konusu kapsamındaki işlemleri (girişim sermayesi yatırımları) dolayısıyla banker sıfatıyla banka ve sigorta muameleleri vergisi (BSMV) mükellefi olduğu, Şirketinizin KDV’ ye tabi işlemlerinin olduğu dönemlerde ilgili dönem itibariyle KDV beyannamesi düzenleyerek beyanda bulunduğu, ancak BSMV mükellefi olmanız nedeniyle de KDV’ye konu olan işlemlere ait yüklendiğiniz ve ödediğiniz KDV’nin indiriminin mümkün olmadığı belirtilerek, Şirketinizin BSMV’nin konusuna girmeyen KDV’ye tabi olan işlemleri için KDV mükellefiyeti tesis ettirilip ettirilmeyeceği ve KDV’ ye tabi işlemler nedeniyle yüklenilen KDV’nin ilgili dönemde veya sonraki dönemlerde indirim konusu yapılıp yapılamayacağı hususlarında Başkanlığımız görüşü talep edilmiştir.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun;
– 1/1 maddesinde, Türkiye’de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin KDV’ ye tabi olduğu,
– 17/4-e maddesinde, banka ve sigorta muameleleri vergisi kapsamına giren işlemlerin KDV’ den istisna olduğu,
– 29/1-a maddesinde, mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça, faaliyetlerine ilişkin olarak kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisini indirebilecekleri,
– 29/2 maddesinde, bir vergilendirme döneminde indirilecek katma değer vergisi toplamının, mükellefin vergiye tâbi işlemleri dolayısıyla hesaplanan katma değer vergisi toplamından fazla olduğu takdirde, aradaki farkın sonraki dönemlere devredileceği,
– 33 üncü maddesinde, Kanuna göre indirim hakkı tanınan işlemlerle indirim hakkı tanınmayan işlemlerin bir arada yapılması halinde, fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen Katma Değer Vergisinin ancak indirim hakkı tanınan işlemlere isabet eden kısmının indirim konusu yapılacağı,
hüküm altına alınmıştır.
6802 sayılı Gider Vergileri Kanununun 28 inci maddesinin ikinci fıkrasında; “Bankerlerin yapmış oldukları banka muamele ve hizmetleri dolayısıyla kendi lehlerine her ne nam ile olursa olsun nakden veya hesaben aldıkları paralar (kendileri veya başkaları hesabına menkul kıymet alıp satmayı, alım – satıma tavassut etmeyi veya alıp sattıkları menkul kıymet karşılığı borçları ödemeyi taahhüt etmeyi meslek haline getirenlerin bu faaliyetleri dolayısıyla lehlerine kalan paralar ile mevduat faizi vermek veya sair adlarla faiz ve benzeri menfaatler sağlamak üzere devamlı olarak para toplama işiyle uğraşanların topladıkları paralara sağladıkları gelir ve menfaatler üzerinden komisyon, ücret, hizmet karşılığı gibi adlarla aldıkları paralar dahil) da banka muameleleri vergisine tabidir.” hükmü, aynı maddenin üçüncü fıkrasında, “90 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye göre ikraz işleriyle uğraşanlarla ikinci fıkrada belirtilen muamele ve hizmetlerden herhangi birini esas iştigal konusu olarak yapanlar bu Kanunun uygulanmasında banker sayılırlar.” hükmü, mükellefi belirleyen 30 uncu maddesinde BSMV’yi banka ve bankerlerle sigorta şirketlerinin ödeyeceği hükmü yer almaktadır.
Aynı Kanunun istisnaları düzenleyen 29 uncu maddesinin birinci fıkrasının 9/8/2016 tarihli ve 29796 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 6728 sayılı Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 9 uncu maddesiyle değişen (t) bendine göre, girişim sermayesi yatırım ortaklıklarının para ve sermaye piyasalarında yaptıkları işlemler nedeniyle elde ettikleri paralar BSMV’den istisna edilmiştir.
Ayrıca, 87 Seri No.lu Gider Vergileri Genel Tebliğinin “B-2- 6802 Sayılı Kanunun 28 inci Maddesinin İkinci Fıkrasında Belirtilen Muamele ve Hizmetleri Esas İştigal Konusu Olarak Yapanlar” başlıklı bölümünde;
“…Emeklilik yatırım fonları, menkul kıymet yatırım fon ve ortaklıkları, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, vadeli işlem aracılık şirketleri ile merkezi kayıt kuruluşu ve vadeli işlem ve opsiyon borsası gibi kuruluşlar, 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun 32 nci maddesinin verdiği yetki ve izin çerçevesinde menkul kıymetlere ilişkin işlemleri esas faaliyet konusu olarak yapmaktadırlar. Bunların 6802 sayılı Kanunun 28 inci maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen işlemleri BSMV’ ye tabi olacaktır.
…
Buna göre, 6802 sayılı Kanunun 28 inci maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen işlemleri esas iştigal konusu olarak yapanlar, bu işlemleri ilgili kanunlarla yetkilendirilmek veya izin verilmek suretiyle yürüten kişileri ifade etmektedir. Dolayısıyla bunların 6802 sayılı Kanunun 28 inci maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen işlemleri “esas iştigal konusu” olarak BSMV’ ye tabi olacak, bunlar dışındakilerin aynı fıkrada belirtilen işlemleri “esas iştigal konusu” olmadığından KDV’ ye tabi olacaktır.”
açıklamalarına yer verilmiştir.
Yukarıda belirtilen hüküm ve açıklamalara göre, Şirketiniz 6802 sayılı Kanunun 28 inci maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen işlemleri esas iştigal konusu olarak yaptığından banker kapsamında BSMV mükellefi olup, sadece anılan madde kapsamındaki işlemleriniz nedeniyle elde ettiğiniz paralar BSMV’ye tabi bulunmaktadır.
Bu çerçevede, Banker sıfatıyla gerçekleştirdiğiniz işlemlerin yanı sıra KDV’ye tabi başka işlemlerinizin de bulunması durumunda bu işlemler için KDV mükellefiyeti tesis ettirilmesi gerekmektedir.
Öte yandan, KDV’ye tabi faaliyetlerinize ilişkin olarak Şirketinize yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisinin KDV’ye tabi işlemleriniz üzerinden hesaplanarak 1 No.lu KDV Beyannamesiyle beyan edilen katma değer vergisinden indirim konusu yapılabilmesi mümkündür.
Diğer taraftan, KDV Genel Uygulama Tebliğinin;
– “III/C-4. Kısmi Vergi İndirimi” başlıklı bölümünde,
“3065 sayılı Kanunun kısmi vergi indirimini düzenleyen 33 üncü maddesinin birinci fıkrasında, Kanuna göre indirim hakkı tanınan işlemlerle indirim hakkı tanınmayan işlemlerin bir arada yapılması halinde, fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen KDV’nin ancak indirim hakkı tanınan işlemlere isabet eden kısmının indirim konusu yapılacağı hükme bağlanmış olup aynı maddenin ikinci fıkrasında ise, kısmi vergi indirimine ilişkin usul ve esasları tespite, Maliye Bakanlığının yetkili olduğu belirtilmiştir.”
– “III/C-4.2. Diğer Hallerde Kısmi Vergi İndirimi Uygulaması” başlıklı bölümünde,
“İndirim hakkı tanınan ve tanınmayan işlemleri birlikte yapan mükellefler, alışlarında yüklendikleri vergileri, herhangi bir ayırım yapmaksızın tamamen o dönemde indirilebilir KDV hesabına intikal ettirirler. Daha sonra aynı dönemde, toplam satışlar içinde indirim hakkı tanınmayan işlemlerin oranı bulunur, bu oran, o dönemdeki toplam satışlar nedeniyle yüklenilen vergilere uygulanarak, istisna kapsamına giren işlemler dolayısıyla yüklenilen vergi miktarı hesaplanır. Bu şekilde bulunan vergisiz satışlara (kısmi istisna kapsamına giren işlemlere) ait yüklenilen vergiler, KDV beyannamesinin, “İlave Edilecek KDV” satırına yazılır.
İndirim hakkı tanınan ve tanınmayan işleri birlikte yapan mükellefler, müşterek genel giderler ile amortismana tabi iktisadi kıymetler nedeniyle yüklendikleri vergilerden, indirim konusu yapılacak olanlar ile indirim konusu yapılmayıp, gider hesaplarına aktarılacak olanları, bu bölümde belirtilen esaslara göre ayırıma tabi tutacaklardır.”
açıklamalarına yer verilmiştir.
Buna göre indirim konusu yapılacak KDV’nin yukarıda yer verilen KDV Genel Uygulama Tebliği hükümlerinin dikkate alınarak belirlenmesi gerekmektedir.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.