Matrah Artırımı ve Hapis Cezası
Mahmut Bülent YILDIRIM
Yeminli Mali Müşavir
Öğretim Görevlisi
[email protected]
Yazar Hakkında
I-GİRİŞ
Yine bir yapılandırma ve matrah artırımı kanunu ile karşı karşıyayız. Son dönemlerde yapılandırma kanunlarının matrah artırımlarını da içerecek şekilde art arda yasalaştığına ve uygulamaya konulduğuna şahit olmaktayız. Yapılandırma kanunlarına, vergisini zamanında ödeyen ve mükellefiyet ödevlerini yerine getiren mükellefler tarafından haksız rekabete yol açtığı gerekçesiyle zaman zaman karşı çıkılsa da, çok sayıda mükellefin bu kanunların çıkmasına taraftar oldukları ve çok sayıda mükellef tarafından yapılandırma kanunlarından yararlandıkları görülmektedir. Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin 7326 sayılı Kanun [1] 31506 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. 7326 sayılı kanunla kamuya olan borçların yapılandırılarak ödenmesi, devam eden ihtilaflı işlemlerin sona erdirilmesi, matrah artırımı yoluyla inceleme ve tarhiyat risklerinin ortadan kaldırılması, işletme kayıtlarının düzeltilmesi gibi hususları kapsadığı görülmektedir. Matrah artırımını tercih eden ve başvuruda bulunarak artırdıkları vergiyi ödeyen mükelleflerin bu başvurudan beklentileri, artırdıkları vergi türü ve dönemle ilgili olmak üzere herhangi bir şekilde vergi incelemesine ve tarhiyata muhatap olmamaktır.
Her ne kadar matrah artırımında bulunulan dönemlerle ilgili olmak üzere, herhangi bir tarhiyat ve vergi incelemesi yapılmayacağı kanunda belirtilmiş olmasına rağmen, KDV yönünden artırım talebinde bulunulan yılları izleyen dönemlerde yapılacak vergi incelemelerine ilişkin olarak artırım talebinde bulunulan dönemler için, sonraki dönemlere devreden katma değer vergisi yönünden ve artırım talebinde bulunulan dönemler için ihraç kaydıyla teslimlerden veya iade hakkı doğuran işlemlerden doğan terkin ve iade işlemleri ile ilgili inceleme ve tarhiyat hakkı saklıdır.
Kanunun 5/13 maddesi hükmü ise; “Bu maddenin birinci, ikinci ve üçüncü fıkra hükümlerinden yararlananlar hakkında 213 sayılı Kanunun 367 nci maddesi kapsamında yapılacak incelemeler saklıdır. Ancak, bu incelemeler sonucunda matrah veya vergi artırımında bulunulan dönemler ve vergiler için tarhiyat yapılmaz.” Şeklinde hüküm altına alınmış olup, söz konusu düzenlemeye göre matraha artırımında bulunan mükelleflerle ilgili olarak şartların varlığı halinde vergi incelemesi yapılarak, ilgililer hakkında suç duyurusunda bulunulabilecektir. Bu kapsamda yazımızda, 7326 sayılı kapsamında katma değer vergisi yönünden matrah artırımında bulunan mükelleflerin sahte belge kullanma fiilleri gerekçesiyle vergi incelemesine tabi tutulmaları ve failler hakkında 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu [2] kapsamında suç duyurusunda bulunulması riskleri ele alınacaktır.
II-7326 SAYILI KANUN KAPSAMINDA KDV YÖNÜNDEN MATRAH ARTIRIMINDA BULUNULMASI VE SONUÇLARI
7326 Sayılı Vergi ve Diğer Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun, kamuya olan borçların yapılandırılarak ödenmesi, mevcut ve muhtemel ihtilafların sulh yoluyla sonlandırılması, matrah ve vergi artırımı yoluyla vergilemede öngörülebilirliğin artırılarak geçmiş vergilendirme dönemleri ile ilgili olası risklerin ortadan kaldırılması, işletme kayıtlarının fiili durumlarına uygun hale getirilerek kayıtlı ekonomiye geçişin teşvik edilmesi, gibi gerekçelerle 09.06.2021 tarihi itibarıyla Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiş bulunmaktadır.
Söz konusu kanun ile;
- Vergi incelemesi ve takdir işlemleri devam eden alacakların yapılandırılması,
- Matrah veya vergi artırımında bulunan ve şartları yerine getiren mükelleflere ilişkin olarak vergi incelemesi ve tarhiyatı yapılmaması,
- Dava konusu yapılan; vergi tarhiyatları, vergi cezaları ve idari para cezaları gibi ihtilaflarının sulh yoluyla sonlandırılması,
- İşletmede mevcut olduğu hâlde kayıtlarda yer almayan ya da kayıtlarda yer aldığı hâlde işletmede bulunmayan emtia, makine, teçhizat, demirbaşlar ile kasa mevcudu ve ortaklardan alacakların beyan edilmesi ile işletme kayıtlarının gerçek duruma uygun hale getirilmesi,
- Vergi dairesine ödenmemiş vergi ve diğer borçların tamamı ile bunlara bağlı gecikme zamları ve faizleri yerine Yİ-ÜFE (Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi) oranında güncelleme yapılarak hesaplanan borcun ödenmesi,
- Vergi aslına bağlı cezaların (vergi ziyaı) tamamen silinmesi,
- Vergi aslına bağlı olmayan usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarının %50’sinin silinmesi,
- Ödenmemiş Motorlu Taşıtlar Vergisinin aslı ile bunlara bağlı faizler yerine Yİ-ÜFE oranında güncelleme yapılarak hesaplanan borcun ödenmesi,
- Trafik para cezaları ve diğer idari para cezalarının tamamı ile bunlara bağlı faiz, gecikme faizi ve gecikme zamları yerine Yİ-ÜFE oranında güncelleme yapılarak hesaplanan borcun ödenmesi,
- Öğrenim ve katkı kredisi alacaklarının tamamı ile bunlara bağlı gecikme zamları yerine Yİ-ÜFE oranında güncelleme yapılarak hesaplanan borcun ödenmesi,
gibi çok sayıda mükellefi ilgilendiren konularla ilgili olarak düzenleme yapılmış bulunmaktadır.
7326 Sayılı Kanunun 5. maddesi matrah ve vergi artırımını düzenlemiş olup, aşağıda sayılan mükellefler matrah artırımı hükümlerinden yararlanamazlar:
1) 213 sayılı Kanunun 359 uncu maddesinin (b) fıkrasında yer alan “defter, kayıt ve belgeleri yok edenler veya defter sahifelerini yok ederek yerine başka yapraklar koyanlar veya hiç yaprak koymayanlar veya belgelerin asıl veya suretlerini tamamen veya kısmen sahte olarak düzenleyenler”,
2) Terör suçundan hüküm giyenler,
3) Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla haklarında terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu gerekçesiyle adli makamlar, genel kolluk kuvvetleri veya Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığı tarafından yürütülen soruşturma ve kovuşturmalar kapsamında vergi incelemesi yapılması, terörün finansmanı suçu veya aklama suçu kapsamında inceleme ve araştırma yapılması talep edilenler.
Söz konusu kanunun 5. maddesi hükmüne göre, kanunda belirtilen şartlar dahilinde başvuruda bulunan ve kanundan yararlanma haklarını kaybetmeyen mükelleflerin vergi incelemesi ve tarhiyat risklerinden kurtulma imkanları bulunmaktadır. Mükellefler gelir vergisi, kurumlar vergisi, Katma Değer Vergisi, gelir ve kurumlar stopaj vergileri için matrah artırımından yararlanabileceklerdir.
Kanunun 5/3 maddesinde yer alan düzenlemeye göre, mükellefler, bu fıkrada belirtilen şartlar dâhilinde katma değer vergisini artırarak bu maddede belirtilen süre ve şekilde ödemeleri halinde, kendileri nezdinde söz konusu vergiyi ödemeyi kabul ettikleri yıllara ait vergilendirme dönemleri ile ilgili olarak katma değer vergisi incelemesi ve tarhiyatı yapılmaz.
Katma değer vergisi artırımı, mükelleflerin her bir vergilendirme dönemine ilişkin olarak verdikleri beyannamelerindeki (ihtirazı kayıtla verilenler dâhil) hesaplanan katma değer vergisinin yıllık toplamı üzerinden;
– 2016 yılı için %3,
– 2017 yılı için %3,
– 2018 yılı için %2,5,
– 2019 yılı için %2,
– 2020 yılı için %2,
oranından, az olmamak üzere belirlenecek katma değer vergisini, vergi artırımı olarak 31.08.2021 tarihine kadar beyan etme şartı getirilmiştir.
Kanunun 5/3-e maddesine göre, artırım talebinde bulunulan yılları izleyen dönemlerde yapılacak vergi incelemelerine ilişkin olarak artırım talebinde bulunulan dönemler için, sonraki dönemlere devreden katma değer vergisi yönünden ve artırım talebinde bulunulan dönemler için ihraç kaydıyla teslimlerden veya iade hakkı doğuran işlemlerden doğan terkin ve iade işlemleri ile ilgili inceleme ve tarhiyat hakkı saklıdır. Sonraki dönemlere devreden katma değer vergisi yönünden yapılan incelemelerde artırım talebinde bulunulan dönemler için tarhiyat önerilemez.
7326 sayılı Kanunun 5/13. maddesine göre ise, matrah artırımı hükümlerinden yararlananlar hakkında 213 sayılı Kanunun 367 nci maddesi kapsamında yapılacak incelemeler saklıdır. Ancak, bu incelemeler sonucunda matrah veya vergi artırımında bulunulan dönemler ve vergiler için tarhiyat yapılmaz.
Dolayısıyla yukarıda yer verdiğimiz kanuni düzenlemeleri birlikte değerlendirdiğimizde, sahte belge kullanan mükelleflerden matraha artırımında bulunanlar hakkında vergi incelemesi yapılarak ilgililer hakkında Cumhuriyet Savcılıklarına suç duyurusunda bulunulabilecektir. Bu düzenleme 7143 Sayılı Vergi ve Diğer Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanunda [3] da yer almaktaydı. Oysa ki 6736 Sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanun [4] da böyle bir düzenleme yoktu ve matrah artırımında bulunan mükellefler bakımından 213 sayılı Kanunun 367 nci maddesi kapsamında herhangi bir vergi incelemesi riski bulunmamaktaydı.
Vergi Usul Kanununun 367. maddesi, “Bazı kaçakçılık suçlarının cezalandırılmasında usül” başlığını taşımakta olup, 359. Maddede yazılı kaçakçılık suçlarının işlendiğinin tespiti halinde keyfiyetin Cumhuriyet Başsavcılıklarına bildirilmesini düzenlemektedir.
Düzenlemeye göre; yaptıkları inceleme sırasında 359 uncu maddede yazılı suçların işlendiğini tespit eden Vergi Müfettişleri ve Vergi Müfettiş Yardımcıları tarafından ilgili rapor değerlendirme komisyonunun mütalaasıyla doğrudan doğruya ve vergi incelemesine yetkili olan diğer memurlar tarafından ilgili rapor değerlendirme komisyonunun mütalaasıyla vergi dairesi başkanlığı veya defterdarlık tarafından keyfiyetin Cumhuriyet başsavcılığına bildirilmesi mecburidir.
359 uncu maddede yazılı suçların işlendiğine sair suretlerle ıttıla hasıl eden Cumhuriyet başsavcılığı hemen ilgili vergi dairesini haberdar ederek inceleme yapılmasını talep eder.
Kamu davasının açılması, inceleme neticesinin Cumhuriyet başsavcılığına bildirilmesine talik olunur.
(7318 sayılı kanunun 5 inci maddesiyle eklenen fıkra. Yürürlük: 30.04.2021) 359 uncu maddenin (ç) fıkrasında yazılı suçların işlendiğinin inceleme sırasında tespiti halinde incelemenin tamamlanması beklenmeksizin, sair suretlerle öğrenilmesi halinde ise incelemeye başlanmaksızın Vergi Müfettişleri ve Vergi Müfettiş Yardımcıları tarafından bu tespitlere ilişkin rapor düzenlenir ve rapor değerlendirme komisyonunun mütalaasıyla birlikte keyfiyet Cumhuriyet başsavcılığına bildirilir. Kamu davasının açılması için incelemenin tamamlanması şartı aranmaz.
359 uncu maddede yazılı suçlardan dolayı cezaya hükmedilmesi, vergi ziyaı cezası veya usulsüzlük cezalarının ayrıca uygulanmasına engel teşkil etmez.
Yapılan düzenlemelerden de görüleceği üzere, 7326 sayılı kanun kapsamında matrah artırımında bulunan mükellefler hakkında Vergi Usul Kanununun 359. Maddesinde düzenlenmiş bulunan kaçakçılık suçlarının Cumhuriyet Savcılıklarına bildirilmesi yönünden de vergi incelemesi yapılabilecektir. Kaldı ki; 213 sayılı Kanunun 359 uncu maddesinin (b) fıkrasındaki “defter, kayıt ve belgeleri yok edenler veya defter sahifelerini yok ederek yerine başka yapraklar koyanlar veya hiç yaprak koymayanlar veya belgelerin asıl veya suretlerini tamamen veya kısmen sahte olarak düzenleyenler” veya bu fiiller nedeniyle incelemesi devam edenler ile terör suçundan hüküm giyenler, haklarında terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu gerekçesiyle adli makamlar, genel kolluk kuvvetleri veya Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığı tarafından yürütülen soruşturma ve kovuşturmalar kapsamında vergi incelemesi yapılması, terörün finansmanı suçu veya aklama suçu kapsamında inceleme ve araştırma yapılması talep edilenler, kanun kapsamında matrah artırımından yararlanmaları mümkün değildir.
Dolayısıyla da 6736 sayılı yapılandırma kanununda yer almamakla birlikte 7143 ve 7326 sayılı yapılandırma kanunlarında yer aldığı üzere, matrah artırımında bulunan mükellefler hakkında sahte belge kullanıldığı ve 306 No.lu Vergi Usul Kanunu Tebliği [5] kapsamında bu faturaların da bilerek kullanıldığı varsayımıyla vergi incelemesi yapılabilecek ve haklarında Cumhuriyet Savcılıklarına suç duyurusunda bulunulabilecektir.
III-SONUÇ
Kayıtdışı ekonominin olmadığı, kurum ve kuralların tam anlamıyla işlediği, beyan ve kontrol sisteminin çok iyi çalıştığı, enflasyonun düşük olduğu sistemlerde matrah artırımı gibi bir müessesenin uygulanması ve yürürlüğe girmesi düşünülemez. Bizim gibi, kayıt dışılığın yüksek olduğu, vergilendirme sisteminin beyana dayalı olmasına karşı inceleme oranının çok düşük kaldığı, enflasyonun görece olarak yüksek seyrettiği ekonomilerde hem mükelleflerin hem de kamunun bir ihtiyacı ve beklentisi olarak yapılandırma ve matrah artırımları gündeme gelmektedir.
Yapılandırma ve matrah artırımı düzenlemelerinden beklenen amaç, kamuya olan borçların yapılandırılması, mükellefler ile mali idare arasında devam eden ihtilaflı işlemlerin sona erdirilmesi, matrah artırımı yoluyla inceleme ve tarhiyat risklerinin ortadan kaldırılması ve işletme kayıtlarında fiili durum ile kaydi durumun uygun hale getirilerek düzeltilmesi ve mükelleflerle devletin barışmasıdır.
Oysa ki, 7326 Sayılı Vergi ve Diğer Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun kapsamında matrah artırımında bulunulsa dahi matrah artırımında bulunan mükellefler nezdinde, yukarıda yer vermiş olduğumuz maddeler kapsamında vergi incelemesi yapılabilecek ve Cumhuriyet Savcılıklarına suç duyurusunda bulunulabilecektir. Bu durum da kanunun gerekçesine, düzenleniş amacına ve mantığına aykırıdır. Yapılandırma kanununun bu hükmü mali idarenin ve mahkemelerin iş yükünü artıracak, mükellef ve kamu tam anlamıyla barışmış olmayacaktır.
Kaynaklar:
– 7326 Sayılı Kanun
– 7143 Sayılı Kanun
– 6736 Sayılı Kanun
– 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu
– www.mevzuat.gov.tr
– www.resmigazete.gov.tr
– www.gib.gov.tr/gibmevzuat
– www.ivdb.gov.tr
Dip Notlar:
[1] 09.06.2021 tarih ve 31506 sayılı RG yayımlanmıştır.
[2] 10.01.1961 tarih ve 10703 sayılı RG yayımlanmıştır.
[3] 18.05.2018 tarih ve 30425 sayılı RG yayımlanmıştır.
[4] 19.08.2016 tarih ve 29806 sayılı RG yayımlanmıştır.
[5] 18.06.2002tarih ve 24789 sayılı RG yayımlanmıştır.