Varlık Fonu ve Tamamlayıcı Ödenek
Kamu Mali Yönetiminde Neler Oluyor: Varlık Fonu Ve Tamamlayıcı Ödenek
Emin DEDEOĞLU
Merkez Direktörü
TEPAV
Hiç bazı gelişmeler konusunda kaygılandığınızda “acaba ben mi çok karamsarım yoksa olanlar gerçekten kaygı verici mi” ikilemine düştünüz mü bilmiyorum ama bu son zamanlarda ben Maliye Politikası alanında giderek endişeleniyorum. Ben mi çok karamsarım bilmiyorum. Çünkü rakamlara bakınca endişelenmeye mahal yok gibi gözüküyor. Bütçe çok ciddi oranlarda açık vermiyor, kamu borç stoku da bir çok Avrupa ülkesinin ancak rüyalarında göreceği oranlarda, %30’larda geziniyor. Ben yine de kaygılıyım. En iyisi ben lafı uzatmadan meseleyi sizlere danışayım… Beni Maliye Politikası konusunda kaygılandıran iki gelişme var. Bunlardan bir tanesi “tamamlayıcı ödenek” uygulaması. İkincisi de geçen hafta yasalaşan Varlık Fonu. Sırayla meramımı anlatayım:
Tamamlayıcı ödenek uygulaması aslında bütçe kanununda öngörülen harcama limitlerini aşmanın ya da diğer bir ifade ile ödenek üstü harcama yapmanın bir yolu. Daha doğrusu zaten ödenek üstü yapılmış harcamanın daha sonra Meclis tarafından onanması.
Bilindiği gibi anayasaya göre bütçeler hükümet tarafından hazırlanıp yasama organı tarafından kuruluşlar itibariyle, hem harcama tutarları hem de harcama programları bazında tartışılıyor ve onanıyor. Normal şartlar altında ödenek üstü harcama yapılması mümkün değil. 2003 yılında çıkartılan 5018 sayılı Kamu Mali Yönetim Kanunu sadece güvenlik, doğal afet vb. durumlar gibi olağan dışı durumlar için böyle bir imkan tanımış. (madde 20) Ayrıca önceden öngörülemeyen gereksinimler için yedek ödenek öngörmüş (madde 23). Bunların ötesinde ilave ödenek gerekiyorsa tekrar yasama meclisine gidip ek ödenek almak ya da ek bütçe çıkartmak mümkün. (madde 19). Bunun dışında ödenek aşımları için ise cezai hüküm getirmiş (madde 70). Oysa tamamlayıcı ödenek uygulaması bütün bu hükümlerin dışında idareye meclise gitmeden harcama yapma imkanı getiriyor.
Bu şöyle yapılıyor: Maliye Bakanlığı kuruluşların “personel” ve “sosyal güvenlik primleri” ödeneklerini kendi yedek ödenek tertibine aktarıyor buradan da nerelere ilave harcama yapılacaksa o kuruluşun bütçesine aktarıyor. Ödenekleri kalmayan Personel ödemeleri için ise memurlar maaşsız kalmasın diye ödenek üstü harcama yapılıyor. Daha sonra mali yıl tamamlanıp Sayıştay denetimi yapıldığı zaman bu durum ortaya çıkıyor. Sayıştay durumu Genel Uygunluk Bildirimi raporlarında tespit edip personel ödemeleri için fiili olarak yapılmış ödenek aşımları için Meclis’e “tamamlayıcı ödenek “ için sunuyor. Meclis de kesin hesabı onaylarken bu tamamlayıcı ödenekle birlikte onaylıyor. Sonuçta fiili olarak ödenek üstü harcama yapılmış oluyor sonra da buna Meclis onayı ile hukukilik getiriliyor.
Oysa yine 5018 sayılı Kanun’un 23/3 maddesi personel ödeneklerinden başka ödeneklere aktarma yapılmasını yasaklıyor. Bu yasak da yıllık bütçe kanunlarına konulan bir muafiyet maddesi ile aşılıyor. Bir elin yaptığını diğer el bozuyor…
Tamamı İçin Tıklayınız