Sercan BAKAÇ
Vergi Müfettişi
[email protected]
Giriş
Dijitalleşmenin hız kazanması, uzaktan çalışma modellerinin yaygınlaşması ve işletme maliyetlerini azaltma yönündeki arayışlar, sanal ofis uygulamalarını son yıllarda iş dünyasında önemli bir alternatif hâline getirmiştir. Özellikle serbest meslek erbabı, yeni kurulan şirketler ve fiziki ofis ihtiyacı sınırlı olan mükellefler açısından sanal ofisler; adres temini, sekreterlik, posta yönetimi ve toplantı alanı kullanımı gibi hizmetler sunmaktadır.
Bu gelişme, sanal ofis uygulamalarının vergisel açıdan nasıl değerlendirilmesi gerektiği sorusunu da beraberinde getirmiştir. Aşağıda sanal ofislerin vergisel boyutu; gelir vergisi, katma değer vergisi, damga vergisi ve çevre temizlik vergisi yönlerinden, ilgili mevzuat ile Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB) tarafından verilen güncel ve yerleşik özelgeler çerçevesinde ele alınmıştır.
1. Sanal Ofis Giderlerinin Gelir Vergisi Karşısındaki Durumu
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun (GVK) 40’ ıncı maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde, ticari kazancın safi tespitinde; “Ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderler,” indirilebileceği, aynı kanunun 68’inci maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde, serbest meslek kazancının tespitinde; “Mesleki kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için ödenen genel giderlerin” hasılattan indirilebileceği hüküm altına alınmıştır.
Bu düzenleme çerçevesinde, İzmir Defterdarlığı Gelir Kanunları Gelir Vergileri Grup Müdürlüğünün 11.06.2025 tarihli ve E-84098128-120.04[68/2024/6]-327010 sayılı özelgesinde, sanal ofis kullanım bedellerinin gider olarak dikkate alınıp alınamayacağı hususunda açık bir değerlendirmede bulunmuştur.
Anılan özelgede; avukatlık faaliyeti kapsamında paylaşımlı sanal ofis hizmeti alan serbest meslek erbabının, bu hizmet karşılığında yıllık olarak fatura karşılığında ödediği bedelin;
- Faaliyetin yürütülmesiyle açık ve doğrudan bağlantılı olması,
- Yapılan işin mahiyetine uygun bulunması,
- İş hacmiyle mütenasip olması,
şartlarıyla, GVK’ nin 68’ inci maddesi kapsamında mesleki kazancın tespitinde gider olarak dikkate alınmasının mümkün olduğu belirtilmiştir.
Bu özelge, sanal ofis giderlerinin değerlendirilmesinde belirleyici ölçütün faaliyetle kurduğu illiyet bağı olduğunu açık biçimde ortaya koymaktadır.
Sanal ofis kullanımına ilişkin ödemeler bakımından uygulamada tereddüt edilen bir diğer husus, bu ödemeler üzerinden gelir stopajı yapılıp yapılmayacağıdır. GVK’ nin 94’üncü maddesi uyarınca gelir stopajı, esas itibarıyla gayrimenkul sermaye iradı niteliğindeki taşınmaz kiralamaları üzerinden söz konusu olmaktadır. Ancak sanal ofis uygulamaları; münhasıran ve sürekli bir taşınmaz tahsisini içermeyen, adres kullanımı ile birlikte sekreterlik, posta yönetimi ve toplantı alanı tahsisi gibi birden fazla unsuru bünyesinde barındıran hizmet ağırlıklı bir faaliyet niteliği taşımaktadır. Nitekim vergi idaresinin sanal ofis uygulamalarını işyeri kiralaması olarak değil, hizmet ifası olarak değerlendiren yaklaşımı dikkate alındığında, sanal ofis kullanım bedelleri üzerinden gelir stopajı yapılmasını gerektiren bir durum bulunmamaktadır. Bununla birlikte, sanal ofis adı altında belirli bir ofisin sürekli ve münhasıran gerçek kişiye ait bir taşınmazdan kiralanması hâlinde, işlemin mahiyetine göre klasik işyeri kiralaması kapsamında değerlendirilmesi ve stopaj uygulamasının gündeme gelmesi mümkündür.
2. Sanal Ofis Hizmetlerinde Katma Değer Vergisi Uygulaması
Sanal ofis uygulamaları; işyeri adresi tahsisi, posta ve kargo kabulü, sekreterya hizmetleri ile sınırlı süreli toplantı alanı kullanımını kapsayan ve ağırlıklı olarak hizmet ifası niteliği taşıyan faaliyetlerdir. Bu çerçevede sanal ofis hizmetlerinin, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 1/1 maddesi uyarınca Türkiye’de ticari faaliyet kapsamında gerçekleştirilen bir hizmet teslimi olduğu ve KDV’nin konusuna girdiği hususunda tereddüt bulunmamaktadır. Dolayısıyla bu hizmetler karşılığında düzenlenen faturalar üzerinden KDV hesaplanması gerekmektedir.
Bu noktada, sanal ofis hizmetlerinin KDV’ye tabi olup olmadığı değil; hangi KDV oranının uygulanacağı önem kazanmaktadır. Özellikle belirli dönemlerde işyeri kiralamalarına veya bazı hizmet türlerine tanınan indirimli KDV oranlarının, sanal ofis hizmetleri bakımından da uygulanıp uygulanamayacağı hususu, uygulamada tartışma konusu olmuştur.
İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı Gelir Kanunları KDV-ÖTV Grup Müdürlüğü’nün 24.09.2020 tarihli ve 39044742-130[Özelge]-E.702055 sayılı özelgesinde, sanal ofis hizmetlerinin KDV karşısındaki hukuki niteliğini ayrıntılı şekilde değerlendirmiştir. Söz konusu özelgede; sanal ofis hizmetlerinin sürekli ve münhasır bir taşınmaz kiralaması niteliği taşımadığı, aynı mekânın birden fazla kullanıcıya farklı zaman dilimlerinde tahsis edildiği ve adres kullanımı, sekreterlik, posta yönetimi ile toplantı salonu tahsisi gibi birden fazla hizmet unsurunu birlikte içerdiği vurgulanmıştır. Bu nedenlerle, sanal ofis hizmetlerinin işyeri kiralama hizmeti kapsamında değerlendirilemeyeceği ve dolayısıyla o dönemde işyeri kiralamalarına tanınan indirimli KDV oranına tabi tutulmasının mümkün olmadığı belirtilmiştir. Buna bağlı olarak, söz konusu hizmetlere genel KDV oranının uygulanması gerektiği ifade edilmiştir.
Öte yandan, 7 Temmuz 2023 tarihli ve 7346 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile yapılan düzenleme sonucunda, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nda genel KDV oranı %18’den %20’ye yükseltilmiştir. Bu itibarla, sanal ofis hizmetleri güncel mevzuat çerçevesinde %20 oranında KDV’ye tabi bulunmaktadır.
3. Sanal Ofis Sözleşmelerinde Damga Vergisi Uygulaması
Sanal ofis hizmetlerinden yararlanılması, uygulamada taraflar arasında yazılı bir sözleşme düzenlenmesini gerektirmekte; bu sözleşmelerde genellikle hizmet bedeli, sözleşme süresi ve ödeme şartları açıkça belirlenmektedir. Bu yönüyle sanal ofis sözleşmeleri, damga vergisi uygulaması bakımından ayrıca değerlendirilmesi gereken bir hukuki belge niteliği taşımaktadır.
488 sayılı Damga Vergisi Kanununun 1’inci maddesi uyarınca, Kanuna ekli (1) sayılı tabloda yer alan kağıtların düzenlenmesi damga vergisine tabidir. Aynı tabloda, belli parayı ihtiva eden mukavelenameler damga vergisine tabi kağıtlar arasında sayılmıştır.
Bu çerçevede, sanal ofis hizmetlerine ilişkin olarak düzenlenen ve belirli bir bedel içeren sözleşmelerin, hukuki mahiyet itibarıyla belli parayı ihtiva eden sözleşme kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir. Dolayısıyla, sanal ofis sözleşmelerinin düzenlenmesiyle birlikte, sözleşmede yer alan tutar üzerinden damga vergisi doğmaktadır.
Bu itibarla, sanal ofis uygulamalarında vergisel yükümlülükler yalnızca gelir vergisi ve katma değer vergisiyle sınırlı olmayıp, sözleşme düzenlenmesi aşamasında damga vergisi yönünden de gerekli dikkat ve özenin gösterilmesi gerekmektedir.
4. Sanal Ofislerde Çevre Temizlik Vergisi Uygulaması
Sanal ofis uygulamalarının belediye gelirleri karşısındaki durumu da uygulamada tereddüt edilen alanlardan biridir. Bu kapsamda çevre temizlik vergisinin mükellefinin kim olduğu hususu önem arz etmektedir.
2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununun mükerrer 44’üncü maddesinde, çevre temizlik vergisinin mükellefi; binaları fiilen kullanan gerçek veya tüzel kişiler olarak belirlenmiştir. Ancak sanal ofis sisteminde, aynı işyerinin birden fazla kişi tarafından farklı kapsam ve sürelerde kullanılması söz konusudur.
Bu konuya ilişkin olarak, İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı Mükellef Hizmetleri KDV ve Diğer Vergiler Grup Müdürlüğünün 27.12.2018 tarihli ve 66813766-175.02[mük44-2017-8]-536621 sayılı özelgesinde, önemli bir değerlendirmeye yer vermiştir.
Anılan özelgede; sanal ofislerin faaliyette bulunduğu binaya ilişkin olarak tek bir çevre temizlik vergisi alınması gerektiği, bu verginin mükellefinin ise binaya ilişkin kira sözleşmesinin tarafı olan kiracı veya kiracılar olduğu belirtilmiştir.
Uygulamada zaman zaman; sanal ofis hizmetini sunan firmaların binayı fiilen işleten, personeli çalıştıran ve hizmetleri organize eden taraf olması nedeniyle çevre temizlik vergisinin mükellefinin bu firmalar olması gerektiği yönünde görüşler ileri sürülse de, Gelir İdaresi Başkanlığı’nın mevcut özelge yaklaşımında “fiilen kullanma” ölçütünün esas alındığı görülmektedir.
5. Genel Değerlendirme ve Sonuç
İlgili mevzuat ve GİB tarafından farklı tarihlerde verilen özelgeler birlikte değerlendirildiğinde, sanal ofis uygulamalarına ilişkin vergisel yaklaşımın; her bir vergi türü bakımından sunulan hizmetin hukuki ve fiili niteliği esas alınarak şekillendiği anlaşılmaktadır.
Bu çerçevede;
- Sanal ofis kullanımına ilişkin giderler, faaliyetin yürütülmesiyle açık ve doğrudan bağlantılı olması hâlinde gelir vergisi açısından gider olarak dikkate alınabilmekte,
- Sanal ofis hizmetleri, klasik anlamda bir işyeri kiralaması olarak değil; çok unsurlu bir hizmet ifası olarak değerlendirilmekte ve bu nedenle genel oranda (%20) KDV’ye tabi tutulmakta,
- Hizmetin kiralama niteliği taşımaması nedeniyle, sanal ofis bedelleri üzerinden gelir vergisi stopajı yapılması gerekmemekte,
- Taraflar arasında düzenlenen ve belirli bir bedel içeren sanal ofis sözleşmeleri ise damga vergisi doğurmakta,
- Çevre temizlik vergisi bakımından ise, sanal ofis kullanıcılarından ziyade binaya ilişkin kira sözleşmesinin tarafı olan kiracı veya kiracılar mükellef kabul edilmektedir.
Bu yönüyle sanal ofis uygulamaları, vergisel açıdan tek tip ve otomatik bir değerlendirmeye tabi tutulmamakta; her bir vergi türü bakımından, sunulan hizmetin içeriği ve hukuki mahiyeti dikkate alınarak ele alınmaktadır. Dolayısıyla sanal ofislerin vergisel boyutunun anlaşılmasında, şekilden ziyade içeriğin esas alındığı bir yaklaşımın benimsendiği görülmektedir.
Öte yandan sanal ofisler, modern iş hayatının kalıcı unsurlarından biri hâline gelmiş olup, vergisel mevzuatın bu yeni iş modellerine uyum süreci büyük ölçüde özelgeler ve idari yorumlar üzerinden şekillenmektedir. Bu nedenle sanal ofis kullanan mükelleflerin, yalnızca adres temini yönüyle değil; Gider gösterebilme, Gelir Vergisi, Gelir Stopaj, KDV, Damga Vergisi ve Çevre ve Temizlik Vergisi açısından doğurduğu sonuçları birlikte değerlendirerek bilinçli hareket etmeleri önem arz etmektedir.
(*Bu yazıda yer alan açıklamalar yazarın kişisel değerlendirmelerini yansıtmakta olup, çalıştığı kurumu bağlamaz ve kurum görüşü olarak kullanılamaz. Yazı; hukuki görüş, idarenin bağlayıcı yorumu veya resmi bir açıklama niteliği taşımamakta olup, yürürlükteki mevzuat çerçevesinde genel bilgilendirme amacıyla kaleme alınmıştır. Mevzuatta meydana gelebilecek değişiklikler nedeniyle güncel durumun ayrıca değerlendirilmesi gerekmektedir.)
Kaynakça
— 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu
— 488 Sayılı Damga Vergisi Kanunu
— 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu
— 3065 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu
— İzmir Defterdarlığı Gelir Kanunları Gelir Vergileri Grup Müdürlüğünün 11.06.2025 tarih ve E-84098128-120.04[68/2024/6]-327010 sayılı Özelgesi
— Gelir İdaresi Başkanlığı, İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı Gelir Kanunları KDV-ÖTV Grup Müdürlüğünün 24.09.2020 tarihli ve 39044742-130[özelge]-E.702055
— İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı Mükellef Hizmetleri KDV ve Diğer Vergiler Grup Müdürlüğünün 27.12.2018 tarih ve 66813766-175.02[mük44-2017-8]-536621 sayılı Özelgesi
FAQ – Sıkça Sorulan Sorular
1) Sanal ofis giderini gelir/kurumlar vergisi açısından gider yazabilir miyim?
Evet. Sanal ofis bedeli; faaliyetin yürütülmesiyle açık ve doğrudan bağlantılı, yapılan işin mahiyetine uygun ve iş hacmiyle mütenasip ise (ve fatura/tevsik varsa) gider olarak dikkate alınabilir.
2) Serbest meslek erbabı (avukat, mali müşavir, danışman vb.) sanal ofis giderini hangi maddeye göre indirir?
Serbest meslek kazancında, GVK 68/1 kapsamında “mesleki kazancın elde edilmesi ve idamesi için yapılan genel gider” olarak değerlendirilir.
3) Şirketler (Ltd. / A.Ş.) için sanal ofis gideri hangi hükme göre indirilir?
Ticari kazancın tespitinde GVK 40/1 kapsamında “ticari kazancın elde edilmesi ve idamesi için yapılan genel gider” olarak dikkate alınır (tevsik ve illiyet bağı şartıyla).
4) Sanal ofis bedeli üzerinden gelir vergisi stopajı (tevkifat) yapmak gerekir mi?
Genel yaklaşım: Hayır. Çünkü sanal ofis uygulaması çoğunlukla taşınmaz kiralaması değil, birden fazla unsuru içeren hizmet ifası niteliğindedir.
5) Hangi durumda stopaj gündeme gelebilir?
“Sanal ofis” adı altında belirli bir ofisin sürekli ve münhasır kullanımının fiilen bir işyeri kiralaması gibi kurulması hâlinde, işlemin mahiyetine göre stopaj tartışması doğabilir. Bu noktada sözleşme içeriği ve fiili kullanım belirleyicidir.
6) Sanal ofis hizmeti KDV’ye tabi midir?
Evet. Türkiye’de ticari faaliyet kapsamında sunulan bir hizmet olduğundan KDV’nin konusuna girer.
7) Sanal ofis hizmetlerinde KDV oranı kaçtır?
Güncel uygulamada genel oran (%20) uygulanır.
8) Sanal ofis için indirimli KDV oranı uygulanabilir mi?
Genellikle hayır. İdarenin yaklaşımında sanal ofis; “işyeri kiralama” değil, çok unsurlu hizmet sayıldığından indirimli oran gerekçesi çoğu durumda oluşmaz.
9) Sanal ofis faturası gider yazmak için şart mı?
Evet, pratikte fatura/tevsik kritik önemdedir. Belgesiz ödeme, gider yazma açısından risk doğurur.
10) Yıllık peşin ödeme yapınca gider nasıl dikkate alınır?
Ödeme “hizmet dönemi”yle ilişkili olduğundan, muhasebe/vergisel kayıtlar bakımından dönemsellik ilkesi dikkate alınarak değerlendirilmesi gerekir (özellikle yıl aşan sözleşmelerde).
11) Sanal ofis sözleşmesi damga vergisine tabi midir?
Sözleşme yazılı düzenlenmişse ve belli bir bedel içeriyorsa, “belli parayı ihtiva eden mukavelename” niteliğinde damga vergisi doğurabilir.
12) Damga vergisinin matrahı nedir?
Sözleşmede yer alan belli para (genelde sözleşme bedeli/toplam bedel) üzerinden damga vergisi hesaplanır.
13) Damga vergisini kim öder?
Damga vergisinde genel ilke: kağıdı imzalayanlar sorumludur. Uygulamada tarafların sözleşmede “kimin ödeyeceğini” düzenlemesi mümkündür; ancak vergisel sorumluluk yönü ayrıca değerlendirilmelidir.
14) E-posta ile onaylanan / dijital imzalı sanal ofis sözleşmesi damga vergisi doğurur mu?
Sözleşmenin “kağıt” sayılıp sayılmadığı ve ispat/ibraz kabiliyeti gibi unsurlar önemlidir. Uygulamada riskli alan olduğu için, sözleşme formatı ve imza yöntemi ayrıca değerlendirilmelidir.
15) Sanal ofiste çevre temizlik vergisinin (ÇTV) mükellefi kimdir?
Sanal ofisin bulunduğu bina için tek bir ÇTV doğacağı ve mükellefin de genellikle binaya ilişkin kira sözleşmesinin tarafı olan kiracı/kiracılar olduğu yönünde idari değerlendirmeler bulunmaktadır.
16) Sanal ofis kullanıcıları ayrı ayrı ÇTV öder mi?
Uygulamada genel yaklaşım: Aynı bina için mükerrer ÇTV alınmaması, tek bir ÇTV’nin bina/kira ilişkisi üzerinden ele alınmasıdır.
17) Sanal ofis sağlayıcı firma ÇTV mükellefi sayılır mı?
Bazen “hizmeti fiilen organize eden sağlayıcı firma” görüşü ileri sürülse de, idarenin değerlendirmelerinde fiilen kullanma ve kira sözleşmesinin tarafı olma kriterleri öne çıkmaktadır.
18) Sanal ofis “adres temini” olduğu için gider kabul edilmez mi?
Hayır. Tek başına “adres” olması gider yazmayı otomatik olarak engellemez; esas kriter, giderin faaliyetle illiyet bağı ve işin gereği olup olmadığıdır.
19) Sanal ofis kullanan serbest meslek erbabı için vergi incelemesinde en kritik risk alanları nelerdir?
Genelde:
- Hizmetin gerçekten alınması ve tevsik (fatura/sözleşme/ödeme),
- Bedelin emsale uygunluğu (iş hacmiyle mütenasiplik),
- “Hizmet mi kiralama mı?” ayrımında sözleşme ve fiili kullanımın uyumu.
20) Sanal ofis hizmeti “kira” gibi gösterilirse ne olur?
Sözleşme ve fatura dili işlemin niteliğini etkileyebilir. Hizmet paketinin “münhasır taşınmaz kiralaması” gibi kurgulanması, stopaj/KDV oranı gibi sonuçlarda tartışma yaratabilir. İçerik–şekil tutarlılığı önemlidir.
21) Sanal ofis sağlayıcısı faturada hangi kalemleri göstermeli?
Pratikte “adres tahsisi + sekreterya/posta yönetimi + toplantı alanı kullanımı” gibi hizmet unsurlarının açık yazılması, işlemin hizmet niteliğini destekler.
22) Sanal ofis gideri “kişisel” sayılır mı?
Hizmet mesleki faaliyete ilişkinse ve işin yürütülmesinde kullanılıyorsa kişisel gider olarak değil, mesleki/ticari gider olarak ele alınır. Ancak iş dışı kullanım baskınsa risk artar.
23) Birden fazla mükellef aynı sanal ofisi kullanıyorsa gider yazmada sorun olur mu?
Hayır; zaten sanal ofisin doğası “paylaşımlı” kullanımdır. Önemli olan her mükellefin kendi ödemesini belgelendirmesi ve hizmetten yararlanmasıdır.
24) Sonuç olarak sanal ofis vergisel açıdan nasıl özetlenir?
Sanal ofis çoğunlukla hizmet kabul edildiği için:
- Gider yazılabilir (illiyet bağı + tevsik + uygunluk şartlarıyla),
- KDV’ye tabidir (genel oran),
- Genelde stopaj doğurmaz (kira niteliği baskın değilse),
- Yazılı sözleşme ve bedel varsa damga vergisi doğabilir,
- ÇTV’de bina/kira ilişkisi üzerinden mükellefiyet tartışılır.