T.C
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2025/4183
Karar No: 2025/5729
Tarihi: 02.07.2025
⇒ İş Yasasından Kaynaklanan İdari Para Cezası
⇒ İdari Para Cezasından Doğan Uyuşmazlıklarda Sulh Ceza Mahkemelerinin Görevli Olduğu
ÖZET: 4857 sayılı Kanun’dan kaynaklanan idari para cezalarına ilişkin uyuşmazlıklarda 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 3. maddesi ve 27/1 hükmü uyarınca sulh ceza hâkimlikleri görevlidir.
Davacı işveren, ÇSGB İş Teftiş Kurulu’nun 27.04.2018 tarihli “İşverence Yerine Getirilmesi ve Uyulması Gereken Hususlar” başlıklı rapor/bildirimin iptalini istemiştir.
Bu rapor/bildirim; teftiş sonucunda 50 işçi için asgari ücretin altında oluştuğu belirtilen fark ücretlerin ödenmesi gerektiğini bildirir; idari para cezasına ilişkin bir bildirim içermez.
Buna rağmen İlk Derece Mahkemesi ve BAM, idari para cezasının hukuka uygunluğu üzerinden değerlendirme yaparak davayı reddetmiştir.
Yargıtay’a göre bu yaklaşım isabetsizdir:
- Davacının bu davada idari para cezasının iptaline yönelik bir talebi yoktur.
- Ayrıca 4857 sayılı Kanundan kaynaklanan idari para cezalarına ilişkin uyuşmazlıklarda görevli mercii, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu (m.3 ve m.27/1) uyarınca Sulh Ceza Hâkimliğidir.
Sonuç: BAM kararı ortadan kaldırılmış, İlk Derece kararı bozulmuştur. Dosya, davanın gerçek konusu olan rapor/tutanak iptali talebi yönünden değerlendirme yapılmak üzere geri gönderilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı Kurum tarafından 14.03.2018 tarih ve 9686 sayılı bildirim ile 20.03.2018 tarihinde teftiş yapılacağının Kuruma bildirildiğini ve teftiş neticesinde 21.03.2018 tarihli 9686/8 sayılı “noksanlıklar/aykırılıklar” konulu yazı düzenlendiğini, mezkur teftiş neticesinde müvekkili Şirket aleyhine uygulanan idari para cezasına itiraz edildiğini, bahse konu rapordaki tespitlerin son derece hatalı olduğunu, müvekkili Şirketin hiçbir şekilde asgari ücretin altında ücret ödemediğini iddia ederek T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Teftiş Kurulunun 27.04.2018 – 7234-İNC – 13/9686-İNC-16 sayılı “İşverence Yerine Getirilmesi ve Uyulması Gereken Hususlar” başlıklı raporun ve bildirimin iptalini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın süre ve husumet yönünden davanın reddini talep ettiklerini, davacı işyerinde işçilere eksik ödeme yapıldığını, 4857 sayılı İş Kanunu‘nun (4857 sayılı Kanun) 92/3 hükmüne göre iş müfettişlerinin hazırladıkları rapor ve tutanakların aksi ispat oluncaya kadar geçerli olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bilirkişi heyet raporunda yapılan incelemede eğitim personelinin ücretinin maktu ücret olmasına rağmen aylık taban ücretin bazı personel için asgari ücretin altında kaldığı, asgari ücretin altında belirlenen taban ücret nedeniyle eksik ödeme olduğunun tespit edildiği, bu nedenle işçilere komisyonun belirlediği asgari ücretin altında ücret ödeyerek eksik ödeme yapan işveren hakkında 4857 sayılı Kanun’un 32. maddesine muhalefet hâli nedeniyle 102/a hükmü uyarınca idari para cezası uygulanması gerektiği sonucuna ulaşıldığı, uygulanan para cezasının miktarının denetimi bakımından yıllar ve ilgili ay itibarıyla davalı işyerinde çalışan işçi sayısı dikkate alınarak yapılan incelemede uygulanan 47.854,00 TL idari para cezasının miktarının da usulüne uygun olarak hesaplandığı, davaya konu idari para cezası ve miktarı hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ortadan kaldırma kararı üzerine Mahkemece yapılan yargılamada alınan 27.10.2023 tarihli bilirkişi heyet raporunda eğitim personelinin ücretinin maktu olmasına rağmen aylık taban ücretin bazı personel için asgari ücretin altında kaldığı, asgari ücretin altında belirlenen taban ücret nedeniyle eksik ödeme olduğu tespit edildiğinden davanın reddi yönündeki kararın usul ve esas yönlerden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde:
1. Bilirkişi raporuna itiraz ettiğini ancak Mahkemece itirazının değerlendirilmediğini,
2. Dinletmek istediği tanıkların dinlenmediğini ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık, müfettiş raporunun iptali istemine ilişkindir.
Somut olayda; dava dilekçesinde dava konusu ve talep sonucu aynen “T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Teftiş Kurulunun 27.04.2018-7234-İNC-13/9686-İNC-16 sayılı “İşverence Yerine Getirilmesi ve Uyulması Gereken Hususlar” başlıklı raporun / bildirimin iptali” şeklinde belirtilmiştir.
Davacı tarafından eldeki dava ile itiraz edilen 27.04.2018 tarihli bu rapor/bildirim ise; davacı işverene teftiş sonucu tespit edilen ve tek tek isimleri zikredilen toplam 50 işçinin asgari ücretin altında oluşan fark ücret miktarların ödenmesi gerektiğini bildirimini içermekte olup, sözü edilen yazıda idari para cezasına ilişkin bir bildirim yer almamaktadır.
Hâl böyle iken İlk Derece Mahkemesince teftiş sonucu uygulanan idari para cezasına ilişkin değerlendirme yapılarak davanın reddine karar verilmesi isabetsizdir.
Ayrıca belirtmek gerekir ki 4857 sayılı Kanun’dan kaynaklanan idari para cezalarına ilişkin uyuşmazlıklarda 5326 sayılı Kabahatler Kanunu‘nun 3. maddesi ve 27/1 hükmü uyarınca sulh ceza hâkimlikleri görevlidir. Diğer yandan davacı, dava dilekçesinin sonuç kısmında idari para cezasının iptali istemine ilişkin bir talepte bulunmamış, aksine dilekçenin açıklama kısmında idari para cezasının iptali için itirazda bulunduğunu açıklayarak ekinde İzmir Sulh Ceza Hakimliğine idari para cezasının iptali için sunulan itiraz dilekçesinin örneğine yer verilmiştir.
Yukarıda yapılan açıklamalara ve tüm dosya kapsamına göre somut olayda davacının idari para cezasının iptaline yönelik bir talebi bulunmadığı açıktır. Bu durumda davacının işbu davanın konusu tutanak/rapor iptali talebi hakkında değerlendirme yapılarak bir karar verilmesi gerekirken, mahkemenin görevli olmadığı bir konuda davacının da talebi olmadığı hâlde, idari para cezası hakkında değerlendirme yapılarak sonuca gidilmesi isabetsizdir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
02.07.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
FAQ – Sık Sorulan Sorular
1) 4857 sayılı İş Kanunu’ndan doğan idari para cezalarında görevli mahkeme hangisidir?
Bu karara göre, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu hükümleri uyarınca Sulh Ceza Hâkimliği görevlidir.
2) İş teftiş raporu/bildirimin iptali davası ile idari para cezası iptali aynı dava mı?
Hayır. Bu kararda Yargıtay, rapor/bildirim iptali talebi varken mahkemenin idari para cezasını inceleyip hüküm kurmasını hatalı bulmuştur.
3) Mahkeme, talep edilmemiş bir husus hakkında karar verebilir mi?
Genel ilke olarak hayır. Kararda, davacının idari para cezası iptali talebi bulunmadığı halde bu konuda değerlendirme yapılarak sonuca gidilmesi isabetsiz görülmüştür.
4) Rapor/bildirim içinde idari para cezası yer almıyorsa ne olur?
Bu durumda dava konusu rapor/bildirim yönünden inceleme yapılır; idari para cezasına ilişkin yargısal yol ayrıca işletilir.
5) Davacı idari para cezasına ayrıca itiraz etmişse bu davayı etkiler mi?
Kararda, davacının idari para cezası için Sulh Ceza Hâkimliğine itiraz yoluna gittiği belirtilmiş; bu da idari para cezasının ayrı bir usul konusu olduğuna işaret eder.
6) Yargıtay bu dosyada ne karar verdi?
BAM kararı ortadan kaldırıldı, İlk Derece kararı bozuldu; dosya, rapor/tutanak iptali talebi yönünden doğru çerçevede karar verilmesi için geri gönderildi.