Ferdi Asım HELLAÇ
SMMM
İşletme Yönetimi Bilim Uzmanı
[email protected]
1. Küresel Ölçekte ve Türkiye’de Kara Para Aklama ve Terörizm Finansmanı Önleme Çalışmaları
Küresel ölçekte finansal sistemlerin güvenliği, yalnızca ekonomik düzenin istikrarı için değil, aynı zamanda toplumsal refahın korunması ve hukukun üstünlüğünün güçlendirilmesi açısından da kritik öneme sahiptir. Bu güvenliği tehdit eden en önemli unsurlardan biri kara para aklama ve terörizmin finansmanıdır.
Kara para aklama faaliyetleri, suç gelirlerinin yasal ekonomiye entegre edilmesi suretiyle kaynağının gizlenmesini amaçlayarak, suç örgütlerinin mali kaynaklarını meşrulaştırmasına zemin hazırlamaktadır. Terörizmin finansmanı ise daha geniş bir güvenlik riski doğurarak yalnızca ekonomik değil aynı zamanda siyasal ve toplumsal istikrarı da tehdit etmektedir. Bu sebeple uluslararası toplum, özellikle de Mali Eylem Görev Gücü (FATF) aracılığıyla, devletlere şüpheli işlem bildirim mekanizmaları başta olmak üzere çok sayıda yükümlülük öngörmüştür.
Ülkemizde ise, 1996 yılında Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) kurularak ulusal düzeyde önemli bir kurumsal adım atılmıştır. 2006 yılında yürürlüğe giren 5549 sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun ile yükümlülük rejimini kapsamlı bir yasal zemine oturtulmuştur. Kanun; kimlik tespiti, şüpheli işlem bildirimi, kayıt saklama, eğitim ve iç denetim gibi birçok yükümlülüğü ayrıntılı olarak düzenlemekte ve bu yükümlülüklere uyulmaması durumunda idari yaptırımlar öngörmektedir.
Söz konusu düzenlemeler, muhasebe mesleğinin niteliği gereği mali bilgilere doğrudan erişim sağlayan Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler (SMMM) ve Yeminli Mali Müşavirleri (YMM) de kapsamaktadır. Dolayısıyla söz konusu meslek mensupları hem mali sistemin güvenliği hem de uluslararası yükümlülüklerin yerine getirilmesi bakımından kilit bir aktör konumuna sahiptir.
2. Muhasebe Meslek Mensubunun Yükümlülükleri
Mali müşavirlerin ve yeminli mali müşavirlerin yükümlülükleri arasında en temel olanı müşteri tanıma ve şüpheli işlem bildirimidir. Müşteri tanıma yükümlülüğü, yalnızca kimlik bilgilerinin alınması ile sınırlı olmayıp, müşterinin faaliyetlerinin ve iş ilişkisinin niteliğinin anlaşılması, olağandışı işlemlerin belirlenmesi ve gerektiğinde bu işlemlerin raporlanmasını da kapsamaktadır. Bu süreç, muhasebe meslek mensuplarının finansal sistemde birer “önleyici denetim mekanizması” olarak konumlanmasını sağlamaktadır. Şüpheli işlem bildirimi ise, işlemin büyüklüğüne bakılmaksızın, herhangi bir faaliyet veya fon hareketinin suç gelirlerinin aklanması veya terörizmin finansmanı ile ilişkili olabileceğine dair makul şüphe bulunması halinde devreye girmektedir. Bildirimlerin en geç on iş günü içinde yapılması zorunlu olup, bu süreçte gizlilik esastır; bildirimin müşteriye veya üçüncü kişilere ifşa edilmesi ise yasaktır.
Uluslararası düzenlemeler incelendiğinde ülkemizin MASAK aracılığıyla uyguladığı yükümlülüklerin büyük ölçüde FATF standartları ile uyumlu olduğu görülmektedir. Avrupa Birliği’nin 5’inci ve 6’ncı Kara Paranın Aklanmasının Önlenmesi Direktifleri muhasebeci ve denetçileri yükümlü gruplar arasına dahil etmiştir, bu durum Türkiye’deki yaklaşım ile paralellik göstermektedir. ABD’de FinCEN uygulamaları ise daha dolaylı bir yükümlülük sistemi öngörmektedir, bağımsız muhasebeciler doğrudan şüpheli işlem bildirim yükümlüsü olmamakla birlikte bazı özel durumlarda raporlama yapma zorunluluğu ile karşı karşıya kalmaktadır. Bu karşılaştırma, Türkiye’nin mevzuat açısından uluslararası standartları yakaladığını ancak uygulama yönünden bazı güçlüklerin bulunduğunu göstermektedir.
Uygulamada en sık karşılaşılan sorunlardan biri, şüpheli işlem kavramının yoruma açık oluşudur. Meslek mensupları, hangi durumda MASAK’a bildirimde bulunmaları gerektiği konusunda kesin çizgilere sahip olamamakta, bu durum farklı uygulamalara ve kimi zaman bildirim eksikliklerine yol açmaktadır. Ayrıca şüpheli işlem bildirim yükümlülüğü, müşteri ile mali müşavir arasındaki güven ilişkisini zedeleme potansiyeli taşımaktadır. Meslek mensupları, bir yandan meslek etiği gereği müşteri bilgilerini sır saklama yükümlülüğü altında tutarken diğer yandan yasal zorunluluk gereği bildirim yapmak durumunda kalmakta ve bu ikilem uygulamada tereddüt yaratmaktadır. Diğer bir husus ise özellikle küçük ölçekli muhasebe ofislerinde MASAK mevzuatına ilişkin bilgi ve farkındalık düzeyinin düşük olması, eğitim faaliyetlerinin yetersizliği ve bildirim süreçlerinin dijital sistemler üzerinden karmaşık algılanması da uyum sürecinde önemli engeller arasında yer almaktadır.
3- MASAK’ın Hazırladığı Rehberler ve TÜRMOB’un Eğitim Çalışmaları
Bu sorunların aşılabilmesi için düzenleyici kurumların ve meslek örgütlerinin iş birliği kritik öneme sahiptir. MASAK bu hususu dikkate alarak 16 Haziran 2025’te Şüpheli İşlem Bildirim Rehberi (Bir İşverene Bağlı Olmaksızın Çalışan Serbest Muhasebeci, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir ve Yeminli Mali Müşavirler)’ni yayımladı. MASAK tarafından yayımlanan Şüpheli İşlem Bildirim Rehberi, serbest çalışan muhasebe meslek mensuplarının kara para aklama ve terörizmin finansmanı ile mücadele çerçevesinde şüpheli işlem bildirim yükümlülüklerini açıklığa kavuşturmaktadır. Rehberde, tüm bildirimlerin yalnızca (https://onlineislemler.masak.gov.tr) platformu üzerinden, e-devlet üzerinde veya güvenli elektronik imza kullanılarak yapılacağı belirtilmiştir; bildirim formlarında kimlik, adres ve iletişim bilgileri ile şüpheli işlem kategorilerinin eksiksiz girilmesi, açıklama bölümünün ayrıntılı şekilde doldurulması ve gerekli görüldüğünde ek belgelerin sisteme yüklenmesi zorunluluğu rehberde ifade edilmiştir. Bu yönüyle rehber, 5549 sayılı Kanun ve ikincil düzenlemeler ışığında meslek mensuplarına hem hukuki hem de pratik bir yol haritası sunmakta, bildirim sürecinin şeffaf ve etkin biçimde işletilmesine katkı sağlamaktadır.
TÜRMOB’un MASAK mevzuatına ilişkin rehberlik işlevi, meslek mensuplarının yükümlülüklerini hem doğru hükümler ışığında anlamalarını hem de uygulamada ortaya çıkan farklılıkların giderilmesini sağlaması bakımından meslek mensuplarına eğitimler vermekte, rehberler ve e-kitaplar yayımlamaktadır. TÜRMOB tarafından yayımlanan Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlerin 5549 Sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun Kapsamındaki Yükümlülükleri adlı e-kitapta meslek mensuplarına 5549 sayılı Kanun uygulamalarına ilişkin, meslek mensuplarının yükümlülüklerine yer verilmiştir. Böylece, MASAK’ın getirdiği karmaşık yükümlülükler ile meslek etiği arasında bir köprü kurulmaktadır; sorumlulukların yerine getirilmesi yalnızca yasal zorunluluk değil, mesleki bütünlüğün bir gereği olarak görüldüğünden. Bu yaklaşım, disiplin içi tutarlılığı arttırırken meslek mensupları arasında güvenin ve toplumsal sorumluluk bilincinin de pekişmesine olanak tanımaktadır.
4. Sonuç
Kara para aklama ve terörizmin finansmanı ile mücadele, yalnızca ekonomik düzenin korunması açısından değil, aynı zamanda toplumsal güvenlik ve hukukun üstünlüğünün sağlanması bakımından da stratejik bir öneme sahiptir. Ülkemizde MASAK’ın kurulması ve 5549 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesiyle bu alanda uluslararası standartlarla uyumlu güçlü bir hukuki ve kurumsal çerçeve oluşturulmuştur. Bu sistem içinde Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler, doğrudan mali verilere erişim imkânları sayesinde, şüpheli işlemlerin tespiti ve raporlanmasında önleyici bir denetim mekanizması işlevi görmektedir. Bununla birlikte uygulamada kavramsal belirsizlikler, etik ikilemler ve teknik zorluklar, yükümlülüklerin etkin şekilde yerine getirilmesini güçleştirmektedir. MASAK tarafından yayımlanan Şüpheli İşlem Bildirim Rehberi ve dijital raporlama altyapısı bu sorunların giderilmesi yönünde önemli bir adım olmakla birlikte, meslek örgütleri tarafından yürütülecek sürekli eğitim faaliyetleri, meslek mensuplarına sağlanacak yasal güvenceler ve kullanıcı dostu sistem tasarımları sürecin daha etkin işlemesine katkı sağlayacaktır. Dolayısıyla mali müşavirlerin ve yeminli mali müşavirlerin şüpheli işlem bildirim yükümlülüğü, yalnızca yasal bir zorunluluk değil, aynı zamanda toplumsal refahın korunmasına yönelik etik bir sorumluluk olarak değerlendirilmelidir. YMM Odaları ve SMMM Odaları aracılığıyla düzenlenecek sürekli eğitim programları ile meslek mensuplarının bilinç ve farkındalıkları artırılmalıdır.
Şüpheli işlem bildiriminde bulunan mali müşavirleri koruyacak yasal güvencelerin güçlendirilmesi, meslek mensuplarının çekincelerini azaltarak bildirimlerin artmasını sağlayabilir. Ayrıca dijital raporlama sistemlerinin daha kullanıcı dostu hale getirilmesi, özellikle küçük ölçekli ofisler için önemli bir kolaylık yaratacaktır.
Kaynakça
— Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK). (2006). 5549 sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun. Resmî Gazete, 26323.
— Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK). (2025). Şüpheli İşlem Bildirim Rehberi (Bir İşverene Bağlı Olmaksızın Çalışan Serbest Muhasebeci). Ankara: Hazine ve Maliye Bakanlığı.
— Mali Eylem Görev Gücü (FATF). (2012, güncellenmiş 2023). International Standards on Combating Money Laundering and the Financing of Terrorism & Proliferation (The FATF Recommendations). Paris: FATF/OECD.
— Avrupa Parlamentosu ve Konseyi. (2018). Directive (EU) 2018/843 (5th Anti-Money Laundering Directive). Official Journal of the European Union, L156/43.
— Avrupa Parlamentosu ve Konseyi. (2021). Directive (EU) 2018/1673 (6th Anti-Money Laundering Directive). Official Journal of the European Union, L284/22.
— Financial Crimes Enforcement Network (FinCEN). (2021). Suspicious Activity Report (SAR) Requirements. U.S. Department of the Treasury.
— Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği (TÜRMOB), Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlerin MASAK Kanunu Kapsamındaki Yükümlülükleri,