Muharrem ÖZDEMİR
E. Defterdar
Yeminli Mali Müşavir
[email protected]
Yazar Hakkında
Her Yetenek Allah Vergisi mi?
Fikir ve Sanat Eserleri Hukuku’nun temel kavramı eserdir. 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 1/B maddesine göre eser ; “Sahibinin hususiyetini taşıyan ilim ve edebiyat, musiki, güzel sanatlar veya sinema eserleri olarak sayılan her nevi fikir ve sanat mahsulleri”dir.
Buna göre, bir eserin, FSEK karşısında eser niteliğini kazanabilmesi için iki unsur gereklidir. Birincisi objektif unsur ki, yasa bunu ürün olarak belirtmiştir. Buna göre eser, temellüke, tasarrufa elverişli maddi bir varlık olarak var olmalıdır. İkincisi de, sübjektif unsur olup eserin sahibinin özelliğini taşıyan bir fikir ve sanat eseri olmasıdır[1]. O halde, bir eserden bahsedebilmek için, ortada sahibinin hususiyetlerini taşıyan bir fikir ve sanat mahsulünün bulunması gereklidir. Eser sahibi ise eseri meydana getiren kişidir. Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’na göre eser;
- Sahibinin hususiyetini yani özelliğini taşıması,
- Tasarrufa elverişli maddi bir varlık olması
- Eserin kanunda sayılan türlerden olması gerekir.
Sahibinin hususiyetini taşımaktan maksat ise, eser sahibine özgü olan ve herkes tarafından yapılamayan zekâ ve hüner gerektiren yaratıcı ürünler olmasını kasteder. Diğer bir ifade ile sıradan olan ve eser sahibinin özgünlüğü taşımayan zihinsel çabanın ürünü olmayan fikri ürünler eser olarak nitelendirilemez.
Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 2 inci maddesinde Fikir ve Sanat Eserlerinin türleri 4 temel başlık altında tadad edilerek sayılmıştır. Buna göre;
- İlim ve edebiyat eserleri,
- Musiki eserleri,
- Güzel sanat eserleri
- Sinema eserleri
Bunun yanında aynı Kanunun 6 ıncı maddesinde işlenmeler ve derlemelerin de 5 inci eser türü olarak ayrı bir başlık altında eser türü olarak sayıldığını söyleyebiliriz. İşlenme eser, diğer bir eserden istifade suretiyle vücuda getirilip de bu esere nispetle müstakil olmayan ve işleyenin hususiyetini taşıyan fikir ve sanat mahsullerini ifade eder. Derlenme eser ise, özgün eser üzerindeki haklar saklı kalmak kaydıyla, ansiklopediler ve antolojiler gibi muhtevası seçme ve düzenlemelerden oluşan ve bir düşünce yaratıcılığı sonucu oluşan eser olarak tanımlanmıştır.
Bu bilgiler ışığında görüleceği üzere, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’na göre, Allah vergisi yetenekler, ilim ve edebiyat eserleri, musiki eserleri, güzel sanat eserleri ve sinema eserlerinden mütevellit olup münhasıran sahibinin hususiyetini taşıyan eser sahibine özgü olan ve herkes tarafından yapılamayan zekâ ve hüner gerektiren yaratıcı ürünler olmasını kasteder. Diğer bir ifade ile sıradan olan ve eser sahibinin özgünlüğü taşımayan zihinsel çabanın ürünü olmayan fikri ürünler eser olarak nitelendirilemez.
Peki, Her Allah Vergisi Yetenek Vergi Dışı mıdır?
193 Sayılı Gelir Vergisi Kanununun 65 ve 66 maddesi serbest meslek faaliyetinden doğan kazançların serbest meslek kazancı olarak vergilendirilmesini öngörmüştür. Aynı kanunun 18 inci maddesi “Serbest meslek kazançlarının istisnası” hükümlerini düzenlemiş olup Allah vergisi yeteneklerinin bir kısmını ve belli bir miktara kadar “Telif Hakları İstisnası” kapsamında vergi dışı bırakmıştır.
Serbest meslek kazançlarına ait istisna maddesini düzenleyen Gelir Vergisi Kanunu’nun 18 inci maddesindeki istisnanın “Vergi Reform Komisyonunun” gerekçesinde “ismi geçen eser sahiplerinin eserlerini ekonomik anlamda değerlendirilmelerinin zaman alabileceği, eserin tutmayabileceği, masraflarını telafi etmeyebilecekleri bu bakımdan serbestçe eser telif edenlerle bir yere bağlı olarak ücret mukabili yazanlar arasında farklılık olduğu, kazancın eserin satıldığı yılda vergilendirilmesinin müterakki tarifeye göre yüksek nispette hesaplanacak verginin ağır ve adaletli olamayacağı, ilmi edebi ve bedii faydaları nesle intikal edecek olan bazı eserlerin teşvik ve himaye edilmiş olması da mali istisna asıl sebeplerinden olmamakla birlikte kültür hayatımızın bakımından istisnanın hayırlı bir netice olarak kabul edilebilir” denilmektedir.
Bu gerekçe ile birlikte 18 inci madde kapsamında bazı Allah vergisi yeteneklerin vergi dışı bırakılması öngörülmüştür. Buna göre, Müellif, mütercim, heykeltraş, hattat, ressam, bestekâr, bilgisayar programcısı ve mucitlerin ve bunların kanuni mirasçılarının şiir, hikaye, roman, makale, bilimsel araştırma ve incelemeleri, bilgisayar yazılımı, röportaj, karikatür, fotoğraf, film, video band, radyo ve televizyon senaryo ve oyunu gibi eserlerini gazete, dergi, bilgisayar ve internet ortamı, radyo, televizyon ve videoda yayınlamak veya kitap, CD, disket, resim, heykel ve nota halindeki eserleri ile ihtira beratlarını satmak veya bunlar üzerindeki mevcut haklarını devir ve temlik etmek veya kiralamak suretiyle elde ettikleri hasılat gelir vergisinden müstesnadır.
Eserlerin neşir, temsil, icra ve teşhir gibi suretlerle değerlendirilmesi karşılığında alınan bedel ve ücretler istisnaya dâhildir.
Gelir Vergisi Kanununun serbest meslek kazançlarında istisnaya ilişin 18 nci maddesinde 3239 ve 4444 sayılı Kanunlarla yapılan değişiklikler ile telif hakları istisnasının kapsamı genişletilmiş olup müellif, mütercim, heykeltıraş, hattat, ressam ve bestekârlar, bilgisayar programcısı ile mucitler veya bunların kanuni mirasçıları istisna kapsamına alınmıştır.
Sözü edilen maddede yer alan istisnanın uygulanabilmesi için[2]; Telif hakları ve ihtira beratı sahiplerinin istisnadan yararlanabilmesi için aşağıdaki şartları taşımaları gerekir.
- Söz konusu serbest meslek kazancı; müellif, mütercim, heykeltraş, hattat bilgisayar programcısı, ressam, bestekâr ve mucitler veya bunların kanuni mirasçıları tarafından elde edilmiş olması,
- Kazanç bu kişilerin;
√ Şiir, hikâye, roman, makale, bilimsel araştırma ve inceleme, röportaj, karikatür, fotoğraf, film, video band, radyo ve televizyon senaryo ve oyunu gibi eserleri ile hattatların hat sanatı çerçevesinde değerlendirilen yazılarının gazete, dergi, radyo, televizyon ve videoda yayınlanması,
√ Kitap, resim, heykel ve nota halindeki eserler ile ihtira beratlarının satılması veya bunlar üzerindeki mevcut hakların devir ve temlik edilmesi veya kiralanması karşılığında elde edilmiş olacaktır,
√ Elde edilen gelirin serbest meslek kazancı olması gerekir. Sözlü veya yazılı bir hizmet sözleşmesi ile herhangi bir işverene bağlı olan kişilere, 18 inci maddede belirtilen faaliyetleri dolayısıyla işverenler tarafından yapılan ödemeler, serbest meslek kazancı olmayıp, ücret geliri sayılacağından, bu gelire istisna uygulanmayacaktır,
√ Yukarıda sözü edilen eserlerin 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Hakkında Kanun hükümlerine göre eser niteliğinde olması ve ihtira beratlarının da tescil edilmiş bulunması gerekmektedir,
√ İhtira beratlarına konu olan buluşların ticari veya sınai bir işletmeye dâhil iken satılması, devir ve temliki veya kiralanması yada ihtira beratına konu olan buluşun üretilerek satılması hallerinde elde edilen kazanç, serbest meslek kazancı kapsamına girmeyeceğinden, bu kazançlara söz konusu istisna uygulanmayacaktır.
Allah Vergisi Yetenekleri İle Gelir Elde Edenler Nasıl Vergilendirilecektir?
7194 sayılı Kanun 05.12.2019 tarih ve sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Kanunun 10 uncu maddesi ile 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 18 inci maddesinde değişiklik öngörülmüştür.
Buna göre, 01.01.2020 tarihinden geçerli olmak üzere elde edilen gelirlere uygulanmak üzere, 103 üncü maddede yazılı tarifenin dördüncü gelir diliminde yer alan tutarı aşanlar bu istisnadan faydalanamayacak ve durumda olanların, 94 üncü maddenin birinci fıkrası kapsamında tevkifat yapma yükümlülüğü bulunmayacaktır.
Yapılan bu düzenleme ile değişiklik öncesi telif hakları kapsamında gelir elde eden sanatçıların gelir tutarına bakılmaksızın vergi dışı olan gelirleri, 7194 sayılı Kanun ile yapılan düzenleme ile 01.01.2020 tarihinden itibaren kazançları toplamı, gelir vergisi tarifesinin dördüncü gelir diliminde yer alan tutarı (500.000 TL) aşanlar için vergilendirme öngörülmektedir.
Bu madde kapsamındaki kazançları toplamı 103 üncü maddede yazılı tarifenin dördüncü gelir diliminde yer alan tutarı aşanlar bu istisnadan faydalanamazlar. Bu durumda olanların, 94 üncü maddenin birinci fıkrası kapsamında tevkifat yapma yükümlülüğü yoktur. Buna göre,
a) 103 üncü maddede yazılı tarifenin dördüncü gelir diliminde yer alan tutarı aşanlar (500.000 TL) bu istisnadan faydalanamazlar. Gelir vergisi beyannamesi vermesi gerekir. Ancak bu kapsamda olan sanatçıların, tevkifat yapma zorunluluğu bulunmamaktadır.
b) 500.000 TL altında gelir elde edenler ise telif hakları istisnasından yararlanacak, beyanname vermeyecektir. Filhakika, telif hakları istisnası uygulanacağından istisna kapsamındaki haklardan yararlanmaya devam edilecektir. Ancak, 18 inci madde kapsamında gelir elde edenlerden 94 üncü maddesi mucibince % 17 vergi tevkifatı yapılmasına ise mani durum bulunmamaktadır.
ÖRNEK:
Karikatürist, kendi evinde karikatür sanatı ile iştigal etmekte olup müşterilerinin talebi üzerine kurumsal şirketlere çizimler yapmaktadır. 2020 yılında özel bir bankadan bu çizimler karşılığında 600.000 TL gelir elde etmiştir.
Bu sanatçının elde ettiği gelir 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanununun 103 üncü maddede yazılı tarifenin dördüncü gelir diliminde yer alan tutar olan 500.000 TL’yi aşması nedeniyle gelir vergisi beyannamesi verecektir. Bu kapsamda gelir elde eden sanatçının, 94 üncü maddenin birinci fıkrası kapsamında tevkifat yapma yükümlülüğü bulunmayacaktır.
Ancak, serbest meslek istisnasının bu Kanununun 94 üncü maddesi uyarınca tevkif suretiyle ödenecek vergiye şümulü da yoktur. Diğer bir ifade ile kendisine ödeme yapan üçüncü kişilerin % 17 oranında tevkifat yapma zorunluluğu ise devam edecektir.
Dip Notlar:
[1] Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 1.7.1977 Tarih ve 5913/7617 sayılı Kararı
[2] 149 Seri No’lu Gelir Vergisi Genel Tebliği 18.03.1986 tarih ve 19051 sayılı R.G Yayımlanmıştır.