Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı sayın Süleyman Soylu’nun yayınladığı mesaj:
“İş sağlığı ve güvenliği, çalışma hayatının asli unsurudur”
Bilindiği gibi ülkemizde 1987 yılından beri her yıl 4-10 Mayıs tarihleri arasında kutlanmakta olan “İş Sağlığı ve Güvenliği Haftası”’nın bu yıl 30.su kutlanmaktadır. Hafta etkinlikleri çerçevesinde 8. Uluslararası İş Sağlığı ve Güvenliği Konferansı’da sayın Cumhurbaşkanımız ve sayın Başbakanımızın katılımlarıyla, tarih boyunca sadece kültürün ve medeniyetin değil ekonominin ve üretimin de başkentlerinden biri olmuş olan İstanbul’da gerçekleştirilecektir.
İş Sağlığı ve Güvenliği Kültürünün işveren, işçi ve memur başta olmak üzere tüm toplumda geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması için bu hafta boyunca başta Bakanlığımız olmak üzere Sendikalar, Üniversiteler, Sivil Toplum Kuruluşları tarafından ülkemizin dört bir yanında konferanslar, seminerler, paneller gibi pek çok etkinlik tertip edilmektedir.
İş Sağlığı ve Güvenliği konusuna AK Parti hükümetleri döneminde büyük önem verilmiş ve bu yaklaşımın ilk adımı olarak 2003 yılında İşçi Sağlığı Daire Başkanlığı, İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğü’ne dönüştürülmüştür. Böylece iş sağlığı ve güvenliği hizmetleri, teknolojik gelişmelere uyum sağlayacak bir yapıya kavuşturulmuştur.
Bu tarihten itibaren sergilenen yeni yaklaşım doğrultusunda, dünyada bu konuda yaşanan gelişmeler de yakından takip edilmiş; 59 ILO Sözleşmesi ülkemiz tarafından onaylanmıştır. Bu sözleşmelerden İş Sağlığı ve Güvenliğine ilişkin temel sözleşmeler şunlardır;
• 155 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği ve Çalışma Ortamına İlişkin Sözleşme,
• 161 Sayılı İş Sağlığı Hizmetlerine İlişkin Sözleşme,
• 187 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliğini Geliştirme Çerçeve Sözleşmesi,
• 167 Sayılı İnşaat İşlerinde Güvenlik ve Sağlık Sözleşmesi,
• 176 Sayılı Maden İşyerlerinde Güvenlik ve Sağlık Sözleşmesidir.
İş Sağlığı ve Güvenliği konusunda AB mevzuatına uyum kapsamında pek çok mevzuat hazırlığı yapılmış ve nihayet 2012 yılında müstakil bir kanun düzenlemesi yapılarak “6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu” yürürlüğe girmiştir. Kanuna ilaveten 36 yönetmelik ve 7 tebliğ de, Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girmiştir.
Kanunla birlikte;
• Mevzuat çalışmalarında kuralcı yaklaşımdan ziyade risk değerlendirmesine dayalı önleyici, koruyucu ve iyileştirici bir anlayış benimsenmiş;
• “İşçi” tabirinin yerine “çalışan” kavramı getirilerek tüm çalışanlar ve tüm işyerleri aynı kanun altında toplanmış;
• Ferdi koruma yerine toplu koruma tedbirlerine öncelik verilmiştir.
Ayrıca 2002-2016 yılları arasında yapılan 39 ulusal ve 11 uluslararası proje ile iş sağlığı ve güvenliği konusunda farkındalık artırılması alanında önemli aşamalar kaydedilmiştir.
Ülke genelinde iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili politika ve stratejilerin belirlenmesi için tavsiyelerde bulunmak üzere Ulusal İş Sağlığı ve Güvenliği Konseyi kurulmuştur.
Ülkemizin ulusal hedef ve stratejilerinin belirlenmesi, uygulanması ve bu uygulamaların izlenmesi amacıyla 2006-2008 Dönemi I. Politika Belgesi, 2009-2013 dönemi II. Politika Belgesi ve 2014-2018 Dönemi III. Politika Belgesi ve Eylem Planı yayınlanmıştır.
2002 Yılından 2014 yılına kadar işyeri sayısında %131, çalışan sayısında %153 artış meydana gelmiştir. İş gücü piyasasında sağlanan büyüme rakamlarına rağmen yukarıda zikrettiğimiz çalışmalar neticesinde aynı dönemde ölümlü iş kazası ve meslek hastalıklarında %27 oranında azalma sağlanmıştır.
İş Sağlığı ve Güvenliği konusunda farkındalığı arttırma amacıyla İSG Haftası kapsamında yapılan etkinlikler; 2001 yılından itibaren uluslararası platforma taşınmış ve Uluslararası İSG Konferansı olarak iki yılda bir düzenlenmeye başlamıştır. Global işbirliği çerçevesinde 19. Dünya İSG Kongresi 11-15 Eylül 2011 tarihleri arasında İstanbul’ da gerçekleştirilmiştir. Son derece önemli bir platforma ev sahipliği yapılan bu organizasyonda, katılan 33 ülkenin Çalışma Bakanlarının imzaladığı İstanbul Bildirisi yayınlanmış, 38 Bakan ve Sayın Başbakanımızın katılımı ile üst düzey bir açılış gerçekleştirilmiştir.
Türkiye’ de iş sağlığı ve güvenliği konusunda tarafların farkındalığının artırılması amacıyla ILO, Dünya Sağlık Örgütü (WHO) gibi uluslararası kuruluşlarla işbirlikleri yürütülmekte ve kurumsal kapasitenin geliştirilmesi, uzman değişimi ve eğitimler gerçekleştirilmektedir.
2016 yılında 8 incisi düzenlenecek olan Konferansın konusu “Sürdürülebilir İş Sağlığı ve Güvenliği” olarak belirlenmiştir.
Bütün bu çalışma ve atılımların hepsi de çalışma hayatına insan odaklı, insan hayatını ve mutluluğunu önceleyen yaklaşımın bir ürünüdür. Şu gerçek iyi bilinmelidir ki İş sağlığı ve güvenliği, çalışma hayatının asli bir unsurudur. Çünkü çalışma hayatı, insan üzerinden yürüyen bir süreç olup iş kazalarından korunarak üretime sağlıklı bir şekilde devam edilmesi hem insani açıdan hem de ekonomik açıdan önemlidir.
İş ve meslek kazalarının toplumlara yüklediği maddi ve manevi maliyetin boyutu çoğu zaman göründüğünden daha ağırdır. Çünkü her bir çalışanın sistemden bir iş kazası neticesinde çekilmesi sadece iş kaybına değil bilgi ve tecrübe kaybına da yol açmakta, bakmakla yükümlü olduğu kimseler açısından da sosyal dengeyi sarsıcı etkilere yol açmaktadır.
Ve herşeyin ötesinde, insan hayatı başlı başına kutsaldır. Onu herhangi bir tedbirsizliğe ve ihmale kurban veremeyiz. İşte bu yüzden, İş Sağlığı ve Güvenliği bilincini arttırmak, bu konuda gerekli yasal adımları atmak, toplumdaki eğitim ve bilinç düzeyini arttırmak zorundayız.
İş kazalarının en aza indiği, insanların huzur ve güven içinde üretim yapabildikleri bir iş hayatına ulaşmak adına ortaya koyduğumuz bu çalışmalar, hız kesmeden devam edecektir.
Bu vesileyle İş Sağlığı ve Güvenliği Haftası’nın çalışma hayatımız için hayırlara vesile olmasını diliyor, organizasyonlarda emeği geçenleri ve bütün katılımcıları en derin sevgi ve saygılarımla selamlıyorum.