Fiber Altyapıya Her Operatör Ayrı Yatırım Yapmasın
Arslan, “İstiyoruz ki her operatör ayrı ayrı yatırım yapıp, ayrı ayrı kullanıcısına sunmasın. Altyapıyı ortak kullanabilelim, bundan ortak yararlanabilelim. Bu sektörün yatırım ihtiyacı olan yaklaşık 15-16 milyar dolar yerine, ortak altyapı ile birlikte 5 milyar dolarla bu sektörde insanımızın ihtiyacını karşılamış olalım” dedi.
Arslan, İstanbul Üniversitesi ev sahipliğinde gerçekleştirilen “Davos Dünya İletişim Forumu”nun açılışındaki konuşmasında, iletişim ve anında bilgiyi iletmenin önemine işaret ederek, bu anlamda doğru bilgi vermenin mühim olduğunu söyledi.
Bakanlık olarak iletişim sektöründe kendilerine düşen görevler ve yaptıkları çalışmalar ile ilgili katılımcılara bilgi veren Arslan, şunları kaydetti:
“Özellikle bize düşen küreselleşen dünyada, sektöre ayak uydurmak, sektörün arkasından giden, sektörü takip eden, alınan kararları alındıktan sonra duyup buna göre pozisyon alan değil tam tersine karar mekanizmalarının içinde yer alan, karar üreten pozisyonda yer almak. Bakanlık olarak her alanda yapmaya çalıştığımız tam da budur. Bu konuda Türkiye çok ciddi mesafeler aldı.
Organizasyonun Türkiye’de yapılması çok önemli. Türkiye bulunduğu coğrafya itibariyle çok avantajlı, güzel bir konumda. Bu kadar güzel bir noktada, bu kadar merkezi konumda olursanız, aynı zamanda zorluklar da sizi bekliyor. Güzel bir konumdayız ancak zor bir coğrafyadayız. Bulunduğumuz coğrafya, her zaman mücadelenin, adeta ölesiye öldüresiye rekabetin olduğu bir coğrafya. Bu coğrafyada güçlü olmak ve kalmak zorundasınız.
Güçlü kalmak için de bütün krizlerden, krizi doğru yöneterek güçlü çıkmak, yeni bir krizin her zaman gelebileceğini düşünüp ona da hazırlıklı olmak durumundasınız. Yaptığımız ve yapmaya çalıştığımız budur.”
“Fiber altyapıya her operatör ayrı yatırım yapmasın, ortak altyapı kullanalım”
Bakan Arslan konuşmasında sektörel rakamları da katılımcılarla paylaştı. Türkiye’nin iletişim ve haberleşme sektöründe son 12-13 yılda 20 milyar liralık pazardan 83 milyar liralık sektör büyüklüğüne eriştiğini belirten Arslan, “Mobil abone sayımız 27-28 milyondan son 14 yılda 74 milyona erişti. Daha anlamlı olan bunun 7 milyonu 2G kullanırken, 30 milyonu 3G, 1,5 yıllık periyotta da 38 milyon 600 bin kişinin 4,5G’yi kullanıyor olması.” dedi.
Sektörün iletişimin nimetlerini kullanmasının önemine dikkati çeken Arslan, Türk iletişim sektörünün dünyayı takip eden değil, dünya ile birlikte büyüyen bir sektör olmasında 38 milyon kişinin 4,5G’yi kullanıyor olmasının önemli etkisi olduğunu anlattı.
Arslan konuşmasına şöyle devam etti:
“Sabit abone sayımız 19 milyondan 11 milyona düştü ama bunu tersten okursanız GSM operatörlerinin kullanıcısına kazandırdığı kabiliyet sabit ihtiyacının da azaldığını ortaya koyuyor. Geniş abone sayısında Türkiye, bundan 13 yıl önce adeta yok denecek kadar, 23 bin aboneye sahip iken, bugün 56 milyon abonesi var. Yurt dışı internet çıkış kapasitemiz bundan 13 yıl önce 20 GB iken bugün 6 bin GB’a erişti. Bu Türkiye’nin geldiği noktayı göstermek adına önemli bir kıyas.
Sektörün önemli altyapısı, fiber optik altyapısı olmazsa olmaz. 88 bin kilometrelik altyapıdan 280 bin kilometrelik altyapıya eriştik. Ancak özellikle altyapının ortak kullanımı, verimli kullanımı konusunda çok ciddi çalışmalarımız var. İstiyoruz ki, her operatör ayrı ayrı yatırım yapıp, ayrı ayrı kullanıcısına sunmasın. Altyapıyı ortak kullanabilelim. Bu sektörün yatırım ihtiyacı olan yaklaşık 15-16 milyar dolar yerine, 5 milyar dolarla bu sektörde insanımızın ihtiyacını karşılamış olalım.”
“Siber güvenlik ile ilgili atmamız gereken çok adım olduğunu biliyoruz”
Arslan, ülke çapında elektronik haberleşme altyapı bilgi sistemi kurulum çalışmalarını da yürüttüklerini bildirdi. Bu çalışma ile fiber altyapının elektronik ortamda takibini sağlayacaklarını belirten Arslan, bir diğer hedefleri olan “e-devlet uygulamalarının yaygınlaştırılması” konusunda da yapılan çalışmalar ile ilgili katılımcılara bilgi verdi.
Siber güvenlik konusunda yapılan çalışmalar ve konunun önemine değinen Arslan, konuşmasına şöyle devam etti:
“Türkiye’de özellikle siber güvenlik ile ilgili atmamız gereken çok adım olduğunu biliyoruz. Krizlerin yaşandığı bir coğrafyada krizlere karşı hazırlıklı olmak adına çok sayıda iş birliğimiz var. Siber güvenlik konusunda birçok ulusal ve uluslararası tatbikat yapıyoruz. Bunların yanı sıra sektörümüzün önemli kuruluşlarından Türksat marifetiyle sadece mevcut uydularla yetinmiyoruz, üzerine iki tane daha uydunun ilave edilmesi ile ilgili ihale süreçlerini başlattık.
2018 yılının sonunda Türksat 5A’yı, 2019 sonunda da 5B’yi uyduya göndereceğiz. Bunlarla da yetinmiyoruz, yeni uydu Türksat 6A’yı da yerli katkı ile geliştirmek ve uzaya göndermek adına çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Mobil hizmetlerin gidemediği, baz istasyonlarının olmadığı ülkemizin kırsal kesimlerine baz istasyonu götürüyoruz. Bugünlerde yine bin 500 civarında ilave baz istasyonu götürerek, 2G ve 4,5G altyapısını insanlarımızın hizmetine sunmuş olacağız.”